Serdar Okan
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD), “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en büyük mülteci hareketini yaşıyoruz” dedi. Bu durumda, Avrupa’da daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yapmayı başarmışlar: “mültecilerin ortak, hızlı ve bürokratik olmayan kabulü”. Birlikte “birçok hayat kurtardılar”. 24 Şubat’tan bu yana Merkezi Yabancılar Siciline kayıtlı olan Ukraynalı mültecilerin yaklaşık yüzde 97’si Ukrayna vatandaşıdır. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 74’ü kadındır. Mültecilerin yaklaşık yüzde sekizi 64 yaşın üzerindeki yaşlı insanlar.
967.000’den fazla insanın sayısı, bu nedenle, savaşın başlangıcından bu yana Almanya’da kalan veya kalanların sayısıdır. UNHCR’ye göre, toplamda yaklaşık 3,8 milyon savaş mültecisi, en azından geçici olarak diğer Avrupa ülkelerinden Ukrayna’ya geri döndü.
Federal Polis, şu anda Ukrayna’dan yaklaşık 700 mültecinin Almanya’ya her gün girdiğini varsayıyor.
Bir çok savaşlar sonrası ( genelde müslüman) Almanya’ya veya diğer AB ülkelerine mülteciler iltica ediyorlar. Çok yıpratıcı bürokratik bir süreç sonrası oturum ve çalışma hakkını kimileri alıyor. Genelde eski çalışma statüleri kabul görmemekte ve ağır iş koşullarında çalışmaktalar. Bürokratik zorluklar sonucu yeni meslek edinmeleride zor. Yıllarca çalışmalarına rağmen adapte olma ve geleceği iyi kurma noktasında da başarı durumu istisnadır.
Savaşları çıkaran ve silah sanayi ve savaş alanlarda ki yer altı zenginliklerini talan ederek kar edenler yine bu Emperyal Devletler ve çok uluslu şirketler.
Ukrayna noktasında AB devletleri mültecilere olanak ve imkanlar konusunda hiç bir engel çıkarmıyorlar ve kendi soydaşlarına davranır gibi devlet imkanlarını sunuyorlar. Müthiş insani bir süreç işliyor tüm devlet aparatı. Diğer yabancı ve göçmenlerin hiç alışık olmadığı bir gelişme. Kıskançlık derecesine varan bir gelişmedir aynı zamanda.
Peki niye böyle oldu… Neden Ukrayna dayanışması bu denli güçlü ve savaş Ukrayna somutunda radikal karşıttır?
Başka ülkesel ve bölgesel paylaşım savaşlarında Ukrayna’dan farklımı. Ukrayna halkı diğer savaş mağduru halklardan üstün mü?
Hükümet ve silah sanayinin bu gelişmelerden çıkarı olmasımı bu gelişmelere yol açıyor veya Hırıstiyan inancımı kaynaklı. Elbette bir sosyalist için bu gelişmeler anlaşılabilinir ve süreç tahlil edilir. Ama genelinde tüm göçmenler ( özellikle Müslüman ülkelerden göç edenler ) bu nokta da çıkmaz ve ilgiyle boyun bükerek süreci sessiz izlemekteler.
Ukrayna – Rusya savaşı sonrası savaştan kaçan mültecilere yardım elbette en doğal olması gerekendir, ama bu diğer savaşlardan kaçan mülteciler arasında sınıf farkı olmasınıda eleştirel tepkileri örgütlenmeli. Yine Rusya göçmenleri bu durumda mağdur ve kötülüğün adresi olmamalı. Rus halkı yanlı duruş müthiş tepki ve izolasyona yol açmakta günümüz AB ülkelerinde.
Emperyalistlerin paylaşım savaşı noktasında savaş karşıtlığı gelişmeli. Savaşların insanlığı yıktığı ve kütürüm bir hayata evrildiği gerçeği üzerinden savaş karşıtı pozisyon alınmalı. Bunu politik hayata uygulayan örgütlenmeler yaratılmalı. Devrimci ve sosyalistlerin tartışıp öncülüğünde kitlelere ulaşacağı Avrupa sosyalistlerin Sovyetler hareketi yaratılmalı.
Bir kaç haftada bitirileceği sanılan Ukrayna – Rusya savaşı uzayıp başka savaşlara doğru evrilirken, bu konu sosyalist hareketin merkezileşmesi gereken aslı alan olma durumunda. İşçi sınıfı ve emekçilerin bu gündemde birlikte hareket ve muazzam örgütlenme durumu söz konusu.
Yine suikast ve çeşitli savaşları ve gelişmeleri tetikleyen gelişmeler bunun ibaresi durumunda. İstihbarat endeksli gelişen bu tetik durumları emperyalist bir dünya savaşına evrilme riskini taşıyor. Tüm bu gelişmeler biz işçi ve emekçilerin hayatını zora sokarken, şurada netleşerek söyleyebiliriz ki ancak ve ancak cephemizi örgütleyerek ve geliştirerek karşıt çözümler ile yaşabilinir bir ortam yaratabiliriz.
Burjuva siyaseti ancak Proleterya siyasetini güçlendirerek yok edebiliriz. Çelişkiler yumağında üste çıkmış bu gelişmeler esas alınmalı ve çözüm endeksli politikayı kuşanmalı.
Yorumlar kapalı.