Mao’nun Ardından

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Paul Swezy

Marksizm sınıf savaşımlarının sağladığı tarihsel deneyimlerle katılımcılarının düşünceleriyle sürekli genişliyor. Mao gibi büyük bir devrimcinin ölümü büyük bir dönemeçtir. Onun hayatı boyunca başardıklarını değerlendirmek gerekir.

Mao’nun temel katkısı köylüleri dışarda tutan sınıf indirgemeci anlayışı ve basit sosyalist birikim modelini terketmesiydi.

Çinli komünistler, 1949’dan itibaren görülen tüm çatışmaların bütün Marksistler tarafından şeklen kabul gören sınıf savaşımının çeşitli biçimleri olduğundan kuşku duymuyorlardı.

Ancak devrim sonrası toplum için sınıf savaşımının ne anlam ifade ettiği üzerine yeterince kafa yorulmadı. Mao ve Çinli komünistler bu meseleyi merkeze alarak fikrimce üç başlık altında tartıştılar.

1) Bir burjuva ya da feodal rejim yıkmak eski sömürücü sınıfları ortadan kaldırmış olmak anlamına gelmez. Bunlar kuskuşuz her yolu deneyerek tekrar galip gelmek ve iktidara dönmek için çaba göstereceklerdir. (Burada geri dönüşle kastedilen yeni bir ilişki tipi örgütlenmediğinde aynı eğilimlerin geçiş döneminde de tekrar uç vermesi yoksa kişilerin geri dönmesi değil) Bunu yapmak için ancak sınıf yapıları tamamen ortadan kalkana dek sürmesi beklenecek şiddetli sınıf savaşlarına girişirler. Devrim sonrası da sınıf mücadeleleri devam eder.

2) Eski yönetici sınıfların fikirleri, kendiliğinden ortadan kalkmaz değerleri, düşünce ve davranış biçimleri toplumun her katmanında derin biçimde varlıklarını sürdürürler. Bu bir sınıf mücadelesi konusudur. Eski fikirler devrim sonrası ataları ile birlikte silinip gitmezler.

3) Devrim sonrası bir toplum oluşturmak, yöneticiler, teknisyenler, çeşitli uzmanlar gerektirir. Bu mevkilere gelen insanlar işçi ve köylülere oranla imtiyazlar talep edebilirler. Mao bu sorunun farkındadır ve parti içinde de bu çizgiyle mücadele etmiştir.

Devrim sonrası toplum yalnızca bin yıllık sınıflı toplumun çelişkilerini taşımakla kalmaz, aynı zamanda kendi çelişkilerini de üretir. Devrim bu anlamıyla nihai hedef değildir. O, sadece sınıfsız toplum yolunda yürümenin kapısını açar. Ancak bunun bir olasılık olarak varoluşu; yalnızca üretim araçlarında özel mülkiyete değil, baskıcı devlet aygıtına da sahip olabilecek karşıtı olan eski sömürücü sınıfların geri gelme olasılığını da içinde barındırır.

Yorumlar kapalı.