İbrahim Kandahar
Devrimci siyasal ortamımıza dair kolektifimizin bir süre önce kaleme aldığı ‘Birlikçilik
mi anti-birlikçilik mi’ isimli belirleme yazısı yol göstericiliğini koruduğu gibi belirli
meselelerin aydınlığa kavuşması için oldukça öğretici olmuştur. Netekim dışımızdaki
tasfiyeci revizyonist hareketin birlik tartışmalarının açımladığı görüşün tersine birlik
meselesine; samimi, kararlı, tutarlı, bilimsel ve etik bir şekilde, devrim davasına
bağlı bir şekilde yaklaşmış olacak ki çeşitli yankılar uyandırması bunun sonucudur.
Yoldaşlar hareketimiz çeşitli süreçlerde tecride uğradığında dahi hukukunu savunurken diğer siyasetlerin ve kendisine yakın gördüğü siyasetlerin hukukuna saygılı, onlara, gerçekten Kayapakkayacı siyasetin dününü de özetleyen ve
bugününde de yer tutması gereken; demokratik ve devrimci ilkelerle yaklaşım sergilemiştir. Devrimci siper yoldaşlığının ve demokratik yaklaşımın billurlaştığı Kaypakkayacı devrimci metodla şekillenmiş hareketimiz; dışındaki dostlarına, siper yoldaşlarına ve kendi yoldaşlarına karşı samimi, tutarlı ve yoldaş sıcaklığıyla bağlar kurarak yaklaşım sergilemiştir. Bundandır ki kolektifimiz her yazısında yoldaşlarının ve ülkemiz devrimcilerinin göz bebeği olduğunu defaatle belirtmiştir. Göz bebeği
nedir? Görülmesi gerekeni gören, görüleni algılamayı sağlayan, bu algılanan formel
nesnelere dair bilgi birikimi ortaya koyan beyine, göz bebeği sinirlerle uyarmalar gönderir ki algılanana dair fikirler üretilir. İşte göz bebeğimiz yoldaşlarımızın bizim için değeri budur. Bunu açıklamak benim için görev sayılır ki tüm yoldaşlarımız göz bebeğimiz olmanın ne demek olduğunu algılayabilsin diyedir çabam.
Öncü Partizan yayın sitesinde yayınlanan ‘’Birlik tartışmalarına kısa bir giriş’’ isimli yazı devrimci
ortamın yaratılmasına dair gerekliliği tanımış paydaşlardan ve yoldaşlardan bir tanesi olarak
ilgimi çektiği için (Nesnel bir şekilde bize dair olumlu belirlemeler hepimizin ilgisini çekmesi
gereken yerde duruyor) bu yazıyı; göz bebeğimiz olabilecek, yoldaşlaşabileceğimiz, ortaya çıkış
süreçlerinden bu yana çeşitli şekillerde yan yana geldiğimiz bu yoldaşları, yoldaşça ve devrimci
kararlılıkla selamlamak için kaleme alıyorum. Samimiyetimiz, devrimciliğimizin ve komünist
dünyaya yürümek için siyasal kararlılığımızın teminatıdır. Yoldaşlar sizlere karşı en başından beri samimi davranmaya özen gösterdik. Bundan sonra yine samimi ve yoldaşça davranacağız. Bazı olumsuz gelişmelerin yan yana gelmek için bahane olmayacağı/ olamayacağı bizler tarafından da bilinmektedir. Ne var ki okur yoldaşımızın dördüncü serisinde belirttiği ortak iş yapma kültürünün genişletilmesi için ortak işler yaparken dahi kapsamlı bir eleştiri ve özeleştiri
kültürünün işletilmesi olmazsa olmazlarımızdandır. Bunu belirtmeniz sevindirici ve ilerletici bir yerde durmaktadır.
Yazıdan aktaracak olursak ‘’Bu konuda şimdiye değin en yoğun ve nitelikli ilişkilenmeyi
Devrimci Demokrasi ile yarattığımızı ifade edelim. Hem bizlerin hem de bu yoldaşların
sürecin başından itibaren hiçbir kaygı ve çıkar gözetmeden birlik meselesini oldukça ciddi bir
gündem olarak ele aldığı aşikar’’ Doğru yoldaşlar yakıcı ve zorunlu bir mesele olarak ele
alıyoruz. Mülkçü, tapınmacı olmadığımız gibi bize yapılanları hiçbir siyasete veya siper
yoldaşlarımıza uygulamamak Kaypakkayacı kültürümüzün taşıyıcısı olmaya özen
göstermemizden kaynaklıdır. Sizlerle yakaladığımız diyalog ve eylem, etkinlik birliktelikleri teorik tartışmalara kadar açılıp genişletilmeli ki samimiyetlerinden zerre şüphe duymadığımız, yoldaşça ve dostça sımsıkı kucakladığımız kitlelerinizin birlik arayışları karşılık bulsun. Samimiyetinizden şüphe duymadığımız ve beraber öğrenerek ilerlemek istediğimiz siz değerli dostlarımızla beraber ilerlemek, beraber öğrenmek bizleri ve dışımızdaki dost kuvvetleri de geliştireceği için son derece önemlidir. Bizim samimi, güzel niyetle yaklaşan dostaneliği ve devrimciliği yaşamın olmazsa olmazı olarak gören kitlelerimizin birlik
talepleri, bu teorik tartışmalara ve aynı dili konuşmaya varma çabasına bağlıdır. ‘’Devrimci Demokrasinin çıkış sürecimizin en başından itibaren bizlerle kurduğu ilişki, öneri ve
eleştirileri, çıkarsız bir şekilde birlik meselelerine yaklaşımları bizleri oldukça sevindirmiştir’’
yoldaşlar siper yoldaşlarımız, yoldaş sıcaklığıyla hayati meselelere yaklaşmak yakıcı
zorunluluğumuzdur. Siyasetimiz bu nedenle sizlerle samimi ve kararlı bir ilişki kurarken
sizlerin doğru temelde ilerlemenizin bizleri de ilerleteceğini bilerek tüm yoldaşlarımızda aynı
kanının ortaya çıkmasına vesile oldu. Ne var ki birkaç olumsuz durumun özeleştirisini
istemek bizleri karşılıklı gücenmeye itmemeli, hem sizleri hem bizleri geriletmemeli, açığa
çıkan hataları karşılıklı doğru temelde ele alıp eleştiri özeleştiri süzgecinden geçirmenin aynı
dili konuşma sürecine varmanın ön adımı olacağını bilerek hareket etmeliyiz. İşte bu
yakınlaşmanın teorik tartışmalarla bir üst boyuta varması için ne beklemekteyiz?
Yoldaşlar, siper yoldaşlarımız dışımızdaki hareketler karşılıklı atacağımız adımları merak etmekte, Devrimci Demokrasi gazetesi olarak son iki aylık periyotta hızlandırdığımız teorik çıkışlardan dahi pek çok şey öğrenip kendi kitlelerine tartışmalar açmaktadırlar. Yine ortaklaştığımız pek çok temel mesele tasfiyeci revizyonizmin birlik tartışması açmasını sağlamıştır dersem abartmış sayılmam. Niçin teorik tartışma? Kolektifimiz ‘’Gazete patikanın ilençle yüklü içerisine düştüğü müşkül duruma dair’’ isimli yazısında tasfiyeci revizyonizmin hangi konu başlıklarında yanıldığını ortaya koymuş çok iyi yerlerden yakalayarak hataları ve eksikleri madde madde sıralamıştır.
Tek kutuplu dünyanın çeşitli tekellerinin çıkar çatışması giderek Ukrayna-Rusya savaşına, İlkel birikimden, üretim ve bölüşüm ilişkilerinin zorunlu kıldığı devrimci atılımlar sürecine, pandeminin doğuşuyla beraber labirent krizler döneminin
açılışına, tedarik sorununun ve rekabetin açığa çıkardığı gelişmelere oradan doğanın ve
doğal kaynakların talanına ve ilkel birikimi devam ettiren emperyalist kapitalizmin geberen
doğasına dair İşte tasfiyeci revizyonizmin hatalı kararlarını darbecilik yaparak bizlerle
tartışmadan ilan etmesinin maddi yaşam tarafından yanlışlandığını son sekiz yıllık süreç
ortaya koydu. Teorik tartışma bunun için önemli. Öznel davranan ve yoldaşça teorik
tartışmadan kaçınan tasfiyeci revizyonizmin hali pür meali hepimizin malumudur.
Teorik ve pratik meseleye dair pratikten çıkarılmış teoriye teorinin açığa çıkardığı sorunun
çözümüne teorik açıdan yaklaşmak için Althusserden aktaracak olursak ‘’Sorunun
konumu, incelenmesi ve çözümü, yani giriştiğimiz teorik pratik, bu koşulların tabi
olduğu kanıtı bize sağlayabilecek tek şeydir. Oysa bu özel durumda, teorik bir sorun ve
çözüm biçiminde dile getirilmesi gereken şey, Marksizmin pratiğinde zaten mevcut olan
şeydir. Marksist pratik yalnızca bu ‘’güçlükle’’ karşılaşmakla, onun hayali değil gerçek
olduğunu saptamakla kalmamış, dahası, kendine özgü sınırları içinde onu fiilen
‘’düzenlemiş’’ ve aşmıştır. Bizim teorik sorunumuzun çözümü, Marksist pratik içinde,
uzun süreden beri, pratik olarak zaten mevcuttur. Dolayısıyla, bizim teorik sorunumuzu
ortaya atmak ve çözmek, Marksist pratiğin kendi içinde karşılaştığı, varlığını bildirdiği
ve –kendi kabulüyle- hesabını gördüğü gerçek bir güçlüğe bulduğu, pratik halde
mevcut ‘’çözümü’’ teorik olarak dile getirmek anlamına gelir’’* Değerli siper yoldaşlarımız karşılıklı en büyük hatamız pratik olarak yakınlaşırken pratiğin açığa
çıkardığı teoriye dair mesafeyi karşılıklı olarak kapatmaya yeltenmememiz oluşturdu.
MLM pratik son on yıldır ciddi anlamda terkedildiği ve darbelendiği için MLM pratiğin
açığa çıkardığı teorik sorun ve sorunlara eğilmemek karşılıklı içine düştüğümüz hatayı
oluşturdu diyebilirim. Bunu kolektifimiz iki ay önce çeşitli teorik çıkışları artırarak
kısmen kırmaya çalışırken, okur yoldaşımızın kendisinin de belirttiği sübjektif
değerlendirmelerin sizleri incitmemesini diliyorum. Ancak geceye dair okur
yoldaşımızın zedeleyici tavır sonrası kırgınlıkla yüklü yazdıklarının da bir nebze akıl ve
vicdan çerçevesinde haklı bulunması gerekir diye düşünüyorum. Yoldaşımızın o dört
serilik notları gerçekten zengin belirlemelere ve önerilere açıkken, notlarına serzenişle yüklü ifadeler kısmi gölge düşürdü. Karşılıklı samimiyetimizi ve siper yoldaşlığımızı geçmiş yoldaşlık hukukumuzu korursak bu gibi olumsuz şeylerin ortaya çıkmayacağını sezgisel akılla şimdiden siz değerli siper yoldaşlarımıza iletme ihtiyacı duyuyorum. Karşılıklı teorinin vurgusuna, teorik yetkinliğin ve teorik tartışmaların
pratik süreci belirleyeceği vurgusuna bakacak olursak. Mao yoldaştan aktaralım ‘’Son
günlerde epey yaygın olan bir deyimle, fikirler çatışmalıdır. Dövüşte olduğu gibi, siz
kılıcınızla bana saldırıyorsunuz, ben de karşılık veriyorum; bu durumda iki kılıç birbirine
çarpar; işte bu çatışmadır. Fikir çatışması olmazsa, berraklık ve derinlik sağlanamaz ve
bu iyi bir şey değildir. Bu toplantıda çatışma oldu, böylece düşüncemiz berraklık ve
derinlik kazandı. Bu yöntemin birinci yararı, yoldaşların çoğunun sorunları berrak bir
şekilde kavramasına, ikincisi, hata yapmış yoldaşların hatalarını düzeltmelerine
yardımcı olmasıdır.’’**
Evet yoldaşlar fikirler, kanaatler ve düşünceler çarpışmalıdır ki, iki maddenin çarpışıp ortaya bir enerji ve kuvvet çıkaracağı gerçeği hepimizin
malumudur. O halde kapsamlı teorik tartışmalar çerçevesinde, eleştiri özeleştiri kültürüyle şekillenmiş komünistlerin birliğine dayalı meseleleri algılayış biçimimizi geliştirmek için ileri daha ileri diyerek tekrar Althusserden devam edecek olursam ‘’Lenin ‘’devrimci teori olmadan devrimci eylem olmaz’’ dediğinde bir ‘’teoriden’’,
toplumsal oluşumların gelişimi için Marksist bilimin teorisinden (tarihsel materyalizm)
söz etmektedir. Bu söz, Lenin’in, 1902 yılında Rus sosyal-demokrat partisinin hedeflerini ve örgütlenme önlemlerini incelediği ‘’Ne yapmalı?’’ da bulunur. Lenin o dönemde, kitlelerin ‘’kendiliğindenliği’’nin kuyruğuna takılmış oportünist bir politikaya karşı mücadele etmektedir ve Lenin bunu ‘’teoriye’’ yani ele alınan toplumsal oluşumun (o dönemin Rus toplumu) gelişiminin (Marksist) bilimine dayalı devrimci bir
pratiğe dönüştürmek istemektedir. Ama Lenin, bu tezi dile getirirken söylediğinden daha fazlasını yapmaktadır: Marksist politik pratiğe, bu pratiğin temelini oluşturan ‘’teori’’nin zorunluluğunu hatırlatarak, aslında teoriyi, yani genel olarak pratik Teorisini-Materyalist diyalektik-ilgilendiren bir tez dile getirmektedir.’’ ‘’ Teori, bu ikili anlamıyla pratik için önem taşır ‘’Teori’’ için, doğrudan doğruya kendi pratiği önemlidir.’’***
1902 biz ve Bolşevikler için niçin önemlidir? Leninist parti modeline göre örgütlenmiş
bir yapıda ilk defa bu derece çizgisizliğin tayin edildiği 2014 yılında yapılan 3. Oturum
tasfiyeci revizyonizm eli ile, tıpkı 1902’de Lenin’in eleştirilerine maruz kalmış kitlelerin
kendiliğindenliğine kapılmış oportünizme saplanırken Lenin’e dönmek bizler için
elzemdi. Tıpkı 1902’dekine benzer bir sürecin gezi sonrası ideolojik şekillenmeyi ve
ideolojik mücadeleyi atarak kitlelerin kendiliğindenliği’ne gezi halk hareketi gibi
kendiliğinden bir halk hareketi sonrası oynaması bizler için şaşırtıcı değildi. Bunları bilerek karşı koyduk. Kendiliğindenlik sonrası açığa çıkan parleementoculuk, yasalcılık, kimlikçilik motivasyonlu hareketlenme sonrası, bugünkü solmefhumun ana mottosu seçim endeksli anti-akpcilik iken, bu kitlelerin dar bilincinde açığa anti-akpcilik yapmak ve aynı zamanda kitlelerde açığa çıkmış yoğun kimlikler dünyasına ayrışma etmenine oynamak tasfiyeci revizyonizm için de kaçınılmazdı sevgili siper yoldaşlarımız.
O halde teori niçin önemli dersek? Devrimci bir siyasal hareket ve komünistler arası
ilişkilenmede gündelik yan yana gelişlerden tutalım da eylem ve etkinliklerde dahi yan
yana gelmek bir pratik sürecin açığa çıkardığı teorik meselelere saplanıp kalması
muhtemeldir ki kolektifimiz teorik tartışmaları siz değerli siper yoldaşları ve yoldaşları
ile yürütmeye gayret göstermiştir. Benim kolektifimizin çıkışlarından anladığım budur.
Bunu da siz değerli siper yoldaşlarımıza burada kısmen ilerletmek devrimci sorumluluğumun yansımasıdır. Devrime, kitlerimize ve siz değerli siper yoldaşlarımıza karşı sorumluluğun açığa çıkardığı zorunluluk teorik okumaları ve tartışmaları dahi ilerletmeyi zorunlu kılıyor olsa gerek ki kolektifimiz teorik tartışmayı kitleleri ve siz değerli siper yoldaşlarıyla beraber yürütmeyi defaatle dile getiriyor olmalı.
Bütün yoldaşlara ve siper yoldaşlarımıza yoldaş sıcaklığıyla sarılıyorum.
Dipnotlar:
- Louis Althusser, Marx için- Ayrıntı yayınları syf:203-204
- Mao Zedung, Seçme eserler 5- Kaynak yayınları syf:240
- Louis Althusser, Marx için- Ayrıntı yayınları syf:208