Direnen Koç Üniversitesi temizlik işçileri ve öğrenciler “Direne direne kazanacağız” ve “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları ile basın açıklaması yapmak üzere Koç Üniversitesi önüne yürüdü. Yapılan açıklamanın ardından temizlik işçisi kadınlar “Bütün kadınları direniş alanımıza bekliyoruz” çağrısında bulundu
Direnişin 8. gününde işçiler ve öğrenciler “Direne direne kazanacağız” ve “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları ile basın açıklaması yapmak üzere Koç Üniversitesi önüne yürüdü.
İşçilerden Emine Kocabal basın açıklamasında şunları vurguladı:
Her şey bizim bir bayram ikramiyesi bir gıda yardımı istememizle başladı. Her şey bizim örgütlenerek, yan yana gelerek sosyal haklarımızı istememizle başladı. Onları korkutan da bu!
Fatma Çakır basın açıklamasına şu şekilde devam etti:
Verdiğimiz emeklerimizin, yıllarımızın karşılığı SGK’dan gelen bir mesajla son buldu. Biz bunu kabul etmiyoruz. Hakkımızı, emeğimizi öyle kolay kolay bırakmıyoruz, gitmiyoruz. İşçiler emekçiler buradayız, patronlar yok hala.
Kaldıraç ve Birleşik İşçi Kurultayı adına Aslı Över konuştu:
Bu sefaletten direnerek kurtulabiliriz. Bizim için artık başka bir yol yoktur. Sefalete razı olmayalım, grev ve direniş dalgasını büyütelim. Birleşik İşçi Kurultayı işçilerin yanındadır.
Öğrenciler adına konuşan Koç Üniversitesi öğrencisi işçilerin direnişine desteklerini şu sözlerle açıkladı:
Koç Üniversitesi’nin tanıtım günlerindeki “Hayalini Keşfet” sloganı işçi düşmanlığını öğretmek mi? İşçilerin haklarının yenildiği yerde eğitim görmemizi mi savunuyorlar?
Kadınlardan çağrı
Direnişteki Koç temizlik işçilerinden bir mesaj var:
Koç işçileri olarak 18 Temmuz’dan beri direnişteyiz. Koç’ta temizlik işçileri ağırlıklı kadın. Direnişin başını da kadınlar çekiyor. Bütün kadınları, kadın örgütlerini bizi ziyaret etmeye, dayanışma göstermeye çağırıyoruz.
Bütün kadınları direniş alanımıza bekliyoruz.
Ne olmuştu?
Koç Üniversitesi’nin taşeron temizlik işçileri, bir araya gelerek taşeron yönetimden bayramlarda birer ikramiye ve yardım kolisi istemek için taleplerini yazıp imzalayarak yönetime vermek istediler. 103 işçinin imzasının olduğu dilekçe kabul edilmeyince doğrudan Genel Sekreterliğe başvurdular. Genel Sekreterlik emriyle okulun özel güvenliği, yaklaşık 40 işçiyi darp ederek dilekçeyi vermelerine engel olmaya çalıştı. İşçilerin dilekçeleri vermesinin ardından 6 işçiye, yerlerine dışarıdan yevmiyeli işçi getirilerek idari izin verildi. Aynı şekilde öğrencilerin yıl sonu mezuniyetlerinde de idari izin vererek ve devamlı mobbing uygulandı ve başka bölümlere, kampüslere sürgün edilerek işçiler yıldırılmaya çalışıldı. Bayrama bir hafta kala 6 işçinin mesailere yazılmamasıyla bu psikolojik baskıya devam edildi.
Birkaç gün sonra hemen mesai bitiminde Genel Sekreterlik işçilere görev yerlerinin değiştiği bilgisini vererek işçilerin sürgün haberini bildirdi. İşçiler yıllık izin kullanmak istediklerinde de buna izin verilmedi. 6 işçi bu sürgünü kabul etmeyerek rapor alıp işe gitmedi. Bayram dönüşü ise tüm bu baskı, mobbing ve sürgünleri kabul etmeyen 6 taşeron temizlik işçisi, haklarını almak için üniversite önünde eyleme başladı.
Eylemin ilk günü açıklama yapıp seslerini duyurmak isteyen işçiler ve onlara destek olmak için gelen öğrenciler, şiddetli jandarma saldırısına uğradı. 28 işçi ve öğrenci jandarma şiddetiyle gözaltı araçlarında bindirilip hastaneye uğramadan karakola götürüldü.
Kaynak:sendika.org
*Manşet dd’e ait.
Yorumlar kapalı.