Haber Merkezi: Kayseri’nin Pınarbaşı İlçesi’ne bağlı Eğrisöğüt ve Aşağıbeyçayır köylerinin bulunduğu bölgeye “patlayıcı tesisi” yapılması kararı üzerine Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı gerçekleştirildi.
Eğrisöğüt köyüne 955 metre, Aşağıbeyçayır köyüne ise yaklaşık 3.5 kilometre mesafedeki hazine arazisinin kullanım hakkının, 30 yıllığına Erciyes Patlayıcı Maddeler Sanayi ve Ticaret AŞ adlı şirkete verilmesi üzerine kurulması plananlanan tesisin yapımına bölge halkı tepki gösterdi.
Bölge halkının tepkisi üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bağlı kurul ve şirket yöneticilerinin katılımı üzerine Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı gerçekleştirildi. Bölge halkının yoğun katılım gösterdiği toplantıda, “projenin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz” denildi.
Bölge halkının yoğun tepki gösterdiği toplantıda projenin yapılacağı olan arazinin daha önce ağaçlandırma çalışması yapılmak için köylülerinin kendi arazilerini devlet hazinesine bağışladığı, bağışlanan bu arazinin 20 bin lira karşılığında şirkete tahisis edildiği söylenildi. Özellikle arıcılık ve mera alanlarının, tesisin kurulmasından sonra yok olacağını söyleyen köylüler, orman alanlarınında ağır tahribat olacağını ifade ettiler.
Toplantıda konuşan Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Dernek başkanı Harun Özkan, “ Bu toplantının yapıldığı yer ve zamanı doğru bulmuyoruz. Kış aylarında alan olarak küçük bir yer seçilmiş olması oldukça manidar. Öncelikle hayvancılık yapılan mera ve çayılırlık alana mera kanunu gereği tesis yapılması mümkün değildir. Bu bölge, çevre düzenleme planında tarım arazisidir ve ilgili köyler orman köyüdür. Köy içme suyu kaynağına 200 metre uzaklığındadır. Zaman ırmağına yaklaşık 1.5 kilometre uzaklığındadır. Tesisin atıkları bu ırmak üzerinden Akdeniz’e dökülecek. Bu atıklar bölge halkının değil tüm ülkenin sorunudur. Aynı zamanda güvenlik başta olmak üzere toz, duman ve gürültü kirliliği olacak. Bölgemizde arıcılık çok yaygındır. Organik bal dediğimiz bu tesis ile kimyasal bal olacak. Ayrıca bölgede höyük ve kilise alanları olmak üzere tarihi alanlarda vardır. En önemliside 86 bin ton yılda kimyasal girecek. Ülke genelinde yoğun iş kazası, patlamaları olduğunuda düşünürsek bu halka çok büyük bir tehkile oluşturmaktadır. Patronlar, bakanlık görevlileri yaşadıkları evin 900 metre yanında kimyasal patlayıcı ister mi? Bu toplantıda bakanlık görevlilerinin ve şirket temsilcilerinin söylediği gibi zararsız bir proje değildir. Kesinlikle bu projenin yapılmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek ise, 62 köyü kapsayan dernek adına toplantıya katıldığını ve halkınn projeye toplumsal bir değer olarak karşı çıktığını ifade ederek; “ Çerkeslerin günümüzde de yoğun yaşadığı ve atalarımızın büyük bir sürgün ve soykırım sonucunda bu bölgey bizim evimiz, yuvamız ve vatan bildiğimiz bir yer. Çevreye, insana ve doğaya zarar verecek bir şeyi asla kabul etmiyoruz. Devlet arazisinin kesninlikle şahsi çıkarlar doğrultsunda kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Toplumsal kesimlerin faydasına olmayacak olmayacak bir şekilde şahsi çıkarlar sonucunda gelişen bu projeye istihdam yaratacağız söylemlerini kesinlikle samimi bulmıyoruz. Şirket yöneticileri dahab önce bize ulaşmaya çalıştı ancak biz toplumsal değerleri baz alarak be şirketi samim bulmayarak görüşmeyi reddettik” dedi.
Birleşik Kafkasya Dernek Başkanı Cemil Görücü ise “Köy halkının tüm hassasiyetlerini haklı buluyoruz. Bu bölgenin endemik bir yapısı var. Bu projenin doğru bir proje olduğu kanaatinde değiliz. İstihdam ve ekonomik kalkınma için yapolacağı söylenen projenin faydalı bir proje olduğu kanaatinde değiliz” diye konuştu.
ÇED Toplantısı sonrasında Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Dernek başkanı Harun Özkan “Gerekli itiarazımızı ve tepkimizi ortaya koyduk. Projenin ne kadar dayanıksız olduğunu ortaya koyduk. Bölge halkı, köylüler hiç kimse istemiyor. Bu projenin gerçekleşmeyeceği bugün tepkiler üerine netleşmiş oldu” ifadelerini kullandı. (Evrensel)