19-22 Aralık katliamının üzerinden 23 yıl geçti. Artısı ve eksisiyle bu önemli günün unutulmaması, hafızaların diri tutulması önemlidir. Bu tarihi süreç devrimci kuvvetlerin üstün cesaret ve adanmışlıkla, kahramanca, başeğmez direniş geleneğine eklenmiş bir halka olması bakımından unutulmazdır.
Hapishaneler egemen sınıfın diğer sınıfları baskı altında tutma aracı olan devletin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle hapishanelerde yaşamı yeniden üreten komünist, devrimci tutsaklar, toplumu dize getirmek isteyen devletin ilk saldırdığı kesimler olmuştur. Hapishanelerde sayısız saldırı, katliam ve buna karşı direnişler olmuştur. Her türlü silahın, bombanın, envai çeşit ölümcül gazların kullanıldığı 19 Aralık katliam saldırısı da faşizmin dünü ve bugünüyle açık yüzünün ifadesidir.
TC’nin ekonomik ve siyasi kriz nedeniyle yaşadığı toplumsal sorunlara karşı gelişen öfke egemenleri zor durumda bırakmıştı. Dönemin hükümetinin kapı kapı dolanıp borç aradığı o günlerde IMF temsilcilerinin “para almak için önce hapishaneler sorununu çözün” talimatıyla harekete geçen faşist devlet yetkilileri, hapishanelerde umudu büyüten devrimci tutsakların katledilmesi kararını aldı.
Hapishanelerde yaşanacak katliamı öngören devrimci tutsaklar 20 Ekim 2000’de Ölüm Orucu Direnişi başlattı. İradesi ve canından başka silahı olmayan devrimci tutsaklar, top yekün bir imha saldırısıyla karşı karşıya kaldı. 19 Aralık 2000 sabaha karşı 22 hapishaneye ani baskın saldırıları düzenlendi. Bu saldırılarda ordu envanterinde olmayan kimyasal gazlar, yanıcı maddeler, ağır silahlar kullanıldı. Katliam saldırılarında, Bayrampaşa’da 12, Ümraniye’de 5, Çanakkale’de 4, Bursa’da 2, Adana’da 1, Çankırı’da 2, Uşak’ta 2 olmak üzere hapishanelerde 28 devrimci katledildi. TC devleti bununla yetinmedi, katliam saldırıları biçim değiştirerek devam etti, ediyor.
İKİ YOLDAŞIMIZ KATLEDİLDİ
2000 Ölüm Oruçları ve 19-22 Aralık direniş ve katliamını Ümraniye hapishanesinde karşılayan iki yoldaşımız, Hüseyin Dinç ve Kamil Turanlıoğlu yine devletin zamana yayılan katletme politikası sonucu aramızdan alındılar.
Hüseyin Dinç yoldaş, hasta ve engelli tutsaklardan biriydi. Kocaeli Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen “cezaevi infaz koşullarında hayatını yalnız idame ettiremez” raporuna rağmen tekli hücrelerde tutuldu. Hüseyin yoldaş, 15.10.2015’te hücresinde spor yaptığı esnada kalp krizi geçirdi. Hapishane idaresinin ve revir doktorunun hastaneye sevk etmek yerine, revirde saatlerce bekletip kalp masajı uygulaması sonucu yoldaşımız katledildi.
Ümraniye hapishanesinde Hüseyin yoldaşla birlikte Ölüm Orucunu ve 19-22 Aralık direnişini göğüsleyen bir diğer yoldaşımız Kamil Turanlıoğlu’da bilinçli bir şekilde katledildi. Kamil yoldaşımızda engelli ve hasta tutsaklar içindeydi. Kandıra f tipi hapishanesinde gördüğü fiziki işkenceler nedeniyle zaten yorgun olan bedeni daha da yorgun düştü. Kamil yoldaş isteği dışında Elazığ hapishanesine sürgün edildi. Sürgün esnasında ve hapishane girişinde dayatılan çıplak arama, fiziki ve psikolojik saldırılara direndiği için işkenceye uğradı. Kamil yoldaş yorgun bedenindeki ağrılar nedeniyle revire çıktı, hastaneye sevk istedi, fakat revir doktoru ve hapishane idaresi yoldaşımızın sevk talebini geciktirdi. Kamil yoldaş 16 Mayıs’ta kalp krizi geçirdi ve bilinçli bir şekilde katledildi. Faşist TC devleti, 19-22 Aralık’ta Ümraniye hapishanesinde kıramadığı ve teslim alamadığı devrimci iradeyi, zamana yayılan intikam politikası sonucu yoldaşlarımızı katletmiştir. 19-22 Aralık’ta ortaya konulan devrimci irade karşısında acze düşen devletin yeni politikası sessiz öldürmedir. O tarihten bu güne onlarca hasta tutsak hapishanelerde hayatını kaybetti.
Sürece yayılan öldürme politikalarına rağmen 19-22 Aralık katliamı sonrası hücrelere atılan devrimci tutsaklar dün olduğu gibi bugünde teslim alınamayan iradelerinin verdiği güçle F tipi hücrelerde yaşamı yeniden üretmeye devam ettiler/ediyorlar. Her türden baskı ve zorbalığa karşı başta tutsak aileleri, dostları, yoldaşları olarak dün olduğu gibi bugünde yoldaşlarımızı ve onların düşüncelerini sahiplenmeye, savunmaya devam edeceğiz.
Hasta tutsakların ölüme terk edilmesine, infaz yakmalara, sürgün sevklere, her türden hak gasplarına karşı tutsaklarımızın yanında durmak birleşmek, birlikte mücadele etmek elzemdir.
F Tipi, D Tipi, Y Tipi, S Tipi, Özel Güvenlikli hapishanelerle teslim alınmaya çalışılan devrimci irade, 19-22 Aralık 2000 direnişiyle bu hesapların boşa çıkarıldığı günler olarak tarihteki yerini aldı. 28 komünist, devrimcinin direniş bilinciyle tüm ölümsüzlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyor, onların ideallerine bağlı kalacağımızı yineliyoruz.