İDEOLOJİK BİLİNÇ Mİ? PRAGMATİK BELKEMİKSİZLİK Mİ?

sercan-aydin

MLM dünya görüşü en genel anlamda hayatı bütünlüklü ele alıp yorumlamayı sağlayan, bunu da değişim için esas alan, ideolojik bakış açısıdır.

Sınıflı toplum gerçeğinin nesnel temelini oluşturduğu ideoloji, sınıfların çatışmasından doğan çıkarları esas alır. Bunu da materyalist tarih bilinci ve onun bağlamı içinde güncel gelişmelerin doğru ve yanlışlığını yaşamın her bir alanında göz önünde bulunduran bir tutarlılıkla gerçekleştirir.

Dolayısıyla, devrim ustalarımızın dediği gibi, her sınıfın bir ideolojisi vardır. Bu kaba indirgemeci bir iddia değil, toplumsal pratik tarafından doğrulanan bilimsel bir gerçekliktir.

Dolayısıyla; proletarya ve burjuvazi, iki ayrı sınıf olarak, iki ayrı ideolojiye karşılık düşer. Doğadan topluma, kum tanesinden uzaya kadar dünyayı yorumlama ve değiştirme ya da değiştirmeme düşünce ve eylemini ideolojiler belirler. Bundan sıkılanlar, kaçanlar, “siyaset ve ideoloji karın doyurmuyor” diyenler, Mao sonrası revizyonist ihanetle bugünkü emperyalist Çin’e uzanan sürecin mimarları olan Deng Şo Pingler’in yolundan giden küçük burjuvalardır.

Proletaryanın tarihsel devrimci eyleminin somut verili koşullardaki diğer ezilen halk yığınlarıyla gerçekleştirilmesi; tarihsel eyleminin, örgütlü devrimci özne olma hasebiyle kendisine yüklediği görev ve sorumluluğu, konjonktürel “fırsatlar”ın ortaya çıkardığı “olanaklar” üzerinden, sistem tarafından kendilerine adeta sunulmuş “rüşvet” olarak algılayıp, buna tav olan ve ideolojik küçük burjuva dokusundaki özü burda açığa çıkıp yalpalayan “karaktersiz” küçük burjuvazi, bilinen oportünist, revizyonist sapma ve ihanetlerin baş aktörüdür. Her tarihsel dönemde sahneye çıkıp rolünü üstlenir.

Tam bu noktada da Lenin’in o bilimsel tespitini hatırlamak gerekir. Oportünizm, revizyonizm birey ya da partilerin iyi veya kötü niyeti meselesi değil, kapitalist sistemin belirlediği ekonomik temele bağlı ortaya çıkan küçük burjuva sınıf eğilimi, bakış açısı, tutumu ve eylemidir.

Öyleyse devrim ve sosyalizm derdi olan her birey, çevre, parti ve örgüt, sınıf mücadelesinin bu altın gerçeğini unutmadan yoluna devam edecek. İdeolojik sapmaların, çizgi revizyonlarının “taktik bu kirve” mazeretlerinin üstünde; doğayı ve toplumu dünü, bugünü ve gelecekle olan ilişki içinde ele alıp, işçi sınıfı ve ezilenler açısından doğru yorumlayıp, zafere uzanan eylemler serisinin sağlam temeli haline getirecek olan ideolojik, teorik netliğinden asla taviz vermeyecektir.

Bugün devrimci saflarda ortaya çıkan savrulmaların, kafa karışıklıklarının, popüler olanın kalıcı gerçeğin yerine ikame edilmesinin, bütünün parçaya, geleceğin güne, ilkelerin fayda ve çıkarlara çok kolay feda edilmesinin temel nedeni, bu ideolojik köksüzlük, net sizlik ve tutarlı bir dünya görüşünden yoksun oluştur.

Politik ilkelerini adeta bir gecede işporta tezgâhı gibi fırsat çıkan yerlerde pazara çıkartıp, küçük “kârlar” peşinde koşanlar, proletaryanın devrim ve sosyalizm davasının tutarlı komünist yoldaşları olamazlar. En onulmaz yerde her şeyi anında küçük “çıkarları” için ayaklar altına alan kaypak küçük burjuvalar, ideolojik mücadelenin konusu olmaya dün olduğu gibi bugün de devam edeceklerdir.  

Diğer yandan, her devrimci politik çevrenin bu zaafları, savrulmaları, devrim çizgisinden ödün verip tüm söylemlerine rağmen, her taktik sürecin politik ihtiyacını karşılama ve görev üstlenme süreçlerinde yaşadıkları yalpalama, kâh oraya kâh buraya savrulma halleri bir yerde anlaşılır. Ancak, kuruluşunun üzerinde yükseldiği ideolojik-teorik yığınağında, MLM dünya görüşünün temel ölçüleri net belirlenmiş, yorum ve eylem diyalektiği berrak, legal ve illegal, taktik ve strateji, reformizm ve devrim denkleminde ikirciksiz bir perspektif sunan, komünist devrime güdümlü Kaypakkaya’cı rotada yoldan çıkmaların, sapmaların, yuvalanmaların, en pespaye pozisyonlarda seyri sefa etmelerin hiçbiri anlaşılamaz.

Bugün malesef en son yerel yönetimler sürecine dair atılan ve bugün de devam eden adımlar, ittifak politikaları, ittifak güçleriyle kurulan ilişkilerde alınan tutum ve tavırlar, politik üslup ve söylemler, adeta şirazesinden çıkmış bir sorumsuzlukla devam etmektedir.

Diğer politik gelenek izleğinden yürüyen devrimci/reformist çevrelerin; “yerel yönetimler” için izledikleri taktik siyaset ve ittifakların, bunun için geliştirdikleri söylemlerin, attıkları adımların çok daha beteri “Vartinik”ten çıkışını referans aldığını söyleyen Kaypakkaya geleneğinden gelen politik özneler tarafından atılmaktadır.

İdeolojik merceğin tam buraya odaklandığı yerde çok net görülen/görülmesi gereken somut politik olgular, gelinen yerin neresi olduğunu gözler önüne sermektedir.

MLM öğretisinin her daim hatırlattığı “birin ikiye bölünme” nesnel yasasına uygun olarak son seçim süreci; devrimci hafızayı, aklı, yöntemi, tutum ve eylemi yeniden tasnif etmiş, reformizm-devrimcilik denkleminde yeni toplama ve çıkarma sonuçları yaratmıştır.

Minareyi çalanların ona dikmeye çalıştıkları kılıf, adeta bağıra bağıra suçu ve faili deşifre etmekte, Kaypakkaya bilincini kuşanan her birey, çevre, parti ve örgütlere, onların içindeki “diri” olan öznelere şunu söylemektedir;

Uzun zamandır rafa kaldırılan MLM çizgi endeksli ideolojik mücadele ve görevlerinize yeniden dönün. Reformizme, tasfiyeciliğe, ideolojik çözülme, likidasyon/iflasa karşı mücadelede, TİP’in, TKP’nin, EMEP, ÖDP/SOL PARTİ vs. önlerinde değil (onların miadı çoktan doldu), Kaypakkayacı güçler önünde seni bekliyor.

İdeolojik bilinç, onun her bir taktik adımı devrimin stratejik yoluna bağlayan netliği mi, yoksa pragmatik belkemiksizliğin her bir kırıntıyla kendini inkara varan pespaye oportünist hallerinde ucuz figüranlık peşinde koşmak mı?

Bu soruya amasız, fakatsız, kırk dereden kırk su getiren mazeretler ardına sığınmadan verilecek net cevap, önünde yürünüldüğü tarihe layık, büyük ve zorlu devrimci görevlerin ciddiyetine uygun stratejik konumlanmanın biricik adımıdır.

Adımların çoğalıp gürleşip, güçlenmesi bu cevabı unutmayan ideolojik bilinç açıklığının, iki çizgi mücadelesi temelinde partili birlikte vücut bulmasına bağlıdır.

Bunu görev telakki edip, “Vartinik’ten Mercan’a Bu Tarih Bizim!” bükülmez mızrak ucu sözünü eğip bükmeden, aklından ve yüreğinden kusmadan dik duranlar ve vakur yola devam edenler mutlaka başaracak. Her bir sürecin küçük grubunda “iktidar” olmanın “kazancıyla” sarhoş olup yoldaş değil “mürid” olanlar çoktan yenilmiştir, Kadıköy-Bostancı hattında(!)

Exit mobile version