1. Haberler
  2. HABER ARŞIV2
  3. İç Anadolu Bölgesi Hapishanelerinde Yaşanan Hak İhlalleri Raporu Yayınlandı

İç Anadolu Bölgesi Hapishanelerinde Yaşanan Hak İhlalleri Raporu Yayınlandı

featured
service


Haber Merkezi: Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan hapishanelerde son üç ayda yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu, İç Anadolu Bölgesi’ndeki hapishanelere dair hazırladıkları 3 aylık raporu şube binasında düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Toplantıya, ÖHD’li avukatlar ile Şube Eşbaşkanı Fevzi Korkmaz katıldı.

Toplantıda konuşan ÖHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Hülya Yıldırım, raporun ziyaret ettikleri Karabük T Tipi, Yozgat 1 Nolu T Tipi, Yozgat 2 Nolu T Tipi, Çorum Sungurlu T Tipi, Çorum L Tipi, Afyon Bolvadin Kapalı, Tokat T Tipi, Sincan Kadın Kapalı, Sincan 1, 2 Nolu F Tipi, Sincan 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli, Eskişehir H Tipi ile Afyon T Tipi hapishanelerini kapsadığını aktardı.

Yıldırım, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dair gerekli savcılıklar ve hapishaneler yönetimleriyle de görüştükleri bilgisini paylaştı.

Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne giden avukatların yetki belgesiyle avukat görüşlerinin engellendiğini kaydeden Yıldırım, “‘Vekaletin yetkisi olmaz’ denilerek, görüşme talepleri reddedilmiştir. Bu açıkça avukatlık kanuna aykırıdır. Buna benzer uygulamaların tekrar ettiğini görüyoruz. Fiili bir durum yaratılmaya çalışılıyor. Açıkça kanuna aykırı bu uygulamadan vazgeçilmesini istiyoruz” dedi. Yıldırım, Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde yapılan uygulamaya dair suç duyurusunda, Ankara Barosu’nda da girişimlerde bulunulduğu söyledi. 

TECRİT AĞIRLAŞTI, TUTSAKLAR EYLEMDE 

Afyon T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde, ağız içi arama ve ayakta sayım uygulamalarının görüldüğünü, bu uygulamaya karşı tutukluların ise süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığını aktaran Yıldırım, şöyle dedi: “Ailelerden aldığımız bilgiye göre 10 kişi açlık grevindedir. Ayakta sayım uygulamasının gereklilik olmadığı çok açık, kurum içerisinde o sırada koğuş içerisinde kişiler görülebiliyor ve gardiyanlar tarafından sayılabiliyorsa ayakta sayıma zorlama keyfidir. Kanunda insan onuruna uygun bir sayım ve aramayı esas alır. Kişileri sırf askeri bir düzene uyma için ayakta sayım dayatılmasının hukuki bir yanı yoktur. Ağız içi aramada insan onuruna aykırıdır. Bununla ilgili hapishane idaresiyle görüşülmekte bu uygulamanın sonlanması çağrısında bulunuyoruz.”

Hapishanelerde pandemi sonrasında tecrit uygulanmasının daha da arttığını kaydeden Yıldırım, “Sosyal haklardan spor, sohbet hakkından yayına erişim ve kitap haklarından mahrum bırakılmaktadır. Kişiler, pandemi boyunca kimseyle görüşemediler. Bu tecridin ağır sonuçları oluyor. Mahpuslara uluslararası mevzuat gereği sosyal hakları tanınmalıdır” diye belirtti.

Ardından konuşan ÖHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Yunus Emre Şahan da, hapishanelerin gelinen süreçte hukuksuzlukların ve baskıların merkezi haline geldiğini belirtti. Hapishanelerin “ölüm evine” dönüştüğüne işaret eden Şahan, “Kamu görevlileri suç işlemekte çok rahat davranmakta, korunmanın hukuki kılıfından faydalanmaktadırlar. Süreklileşen ihlaller, hücre cezaları, ayakta sayım uygulamaları, infaz yakmalar, fiziki-psikolojik saldırılar, tedavi edilmeyen hasta mahpuslara uygulanan tecrit ve daha birçok hak ihlali hapishanelerin birer gerçekliği haline gelmiştir. Siyasi mahpuslara uygulanan düşman ceza hukuku politikasıyla infazların yakılması, tedavi hakları ve dolayısıyla yaşam hakkının engellenmesi sebepleriyle hapishanelerde neredeyse her gün yeni ölüm haberleri almaktayız” ifadelerini kullandı.

Keyfi, hukuk dışı uygulamaların hem iktidarın hem de yargının pratiklerinden kaynaklandığının altını çizen Şahan, “Yaşam hakkının ihlali sonucunu doğuran birçok eylem, cezasız kalmakta ve yargı makamları da bu duruma sessiz kalarak neredeyse eşlik etmektedir. Hapishaneler yönetimlerince çıplak arama, ağız içi arama, ayakta sayım ve benzeri uygulamalar, sözde kanuni dayanaklar gerekçe gösterilerek, meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. İnsan onurunu ve şerefini yakından uzaktan hedef alan hiçbir uygulamanın hukukta yeri yoktur. Ne yazık ki gelinen noktada neredeyse her gün, ülkenin bir hapishanesinden bir hak ihlali haberi gelmektedir. Tutuklu ve hükümlüler, aileleriyle yaptıkları kısıtlı telefon görüşlerinde bu hukuksuzlukları dile getirmekte olup, aileler her geçen gün daha da çok endişe etmektedirler” dedi.

“İşkence suçu, zamanaşımına tabi olmayan, işleyenin er ya da geç yargılanacağı bir suçtur” diyen Şahan, ekledi: “Bazen gizlenmeye dahi ihtiyaç duyulmadan işlenen suçların cezalandırılması yönündeki asıl sorumluluğun yargıda olduğu açıktır. Her ne kadar siyasi sorumluluk iktidarda ise de şahısların hukuksal sorumluluktan kurtulamayacağı bilinmelidir. Devlet kurumu gerek AİHS gerekse de kanunlarca koruma altına alınan yaşam hakkını korumakla üst düzeyde sorumludur. Hiçbir mazeret yaşam hakkının ihlali için gerekçe gösterilemez. Suça karışan kamu personelleri ile ilgili etkin soruşturma yürütülmesini, bu yöndeki iddialarla ilgili, kamuoyuna, aydınlatıcı ve somut olgularla çelişmeyen doyurucu açıklamalar yapılmasını talep eder ve tüm bu sürecin takipçisi olacağımızı basına ve kamuoyuna duyururuz.” 

İç Anadolu Bölgesi Hapishanelerinde Yaşanan Hak İhlalleri Raporu Yayınlandı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Devrimci Demokrasi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin