Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin geri çekilmesi için Kasım ayının ilk haftasında 3 günlük iş bırakma eylemine giden aile hekimleri, 2 ile 5 Aralık tarihinde 5 günlük iş bırakma eylemine gidecek.
Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerinin özlük ve çalışma koşullarında değişiklik içeren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği, hekimlerin itirazlarına rağmen 1 Kasım’da yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre Aile Sağlık Merkezleri’nde (ASM) çalışan doktorlar, muayene sayısına göre puanlanacak ve bunlar göz önünde bulundurularak, “teşvik ödemesi” yapılacak. Aile hekimleri ve meslek örgütleri, formüllerle, puanlarla muayene sayısına dayalı teşvik ödemesinde ısrar edilmesinin koruyucu sağlık hizmetlerinin amacına aykırı ve halk sağlığına zararlı olduğuna yönelik tepkilerini sürdürüyor. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra 5 Kasım’da 3 gün iş bırakan hekimler, ikinci kez 5 günlük iş bırakmaya hazırlanıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Türk Tabipleri Birliği’nin de (TBB) olduğu 14 sağlık örgütü, yönetmeliği protesto etmek üzere 2 ile 6 Aralık tarihleri arasında 5 gün iş bırakma eylemine gidecek.
Konuya dair konuşan SES Şişli Şube Temsilcisi Muhsin Uysal, yönetmeliğin ASM’lerde çalışan hekimler üzerinde ekonomik baskı oluşturacağını, aynı zamanda halk sağlığı üzerinde de olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade etti. Yönetmeliğin hekim ile hastayı karşı karşıya getireceğini, ilaç tedavisinin zorlaştıracağını söyleyen Uysal, “Akılcı ilaç kullanımı adı altında hekimlerin yazacağı reçetelere müdahale edilmesi öngörülüyor. Bir aile hekimi belirli bir ay içinde ortalamanın üzerinde antibiyotik yazdığı takdirde maaşından kesinti yapılacak. Bu durum hekimleri gereksiz kaygılara sürükleyecektir. Sağlık çalışanları, hastaya doğru tedavi sunmak yerine maddi yaptırımlardan kaçınmak için kararlar almak zorunda kalacaktır. Böyle bir sistemde hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının nitelikli bir hizmet sunması beklenemez. Bu müdahale, yalnızca hekimlerin tedavi yöntemlerini sınırlamakla kalmıyor, aynı zamanda sağlık hizmeti alan vatandaşların ihtiyaç duydukları tedavilere ulaşmalarını da zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
‘HEKİMLERİN MAAŞI KESİLECEK’
Yönetmeliğin hekimlere puan sistemi getirdiğini hatırlatan Uysal, bu puanın ise hekimin maaşına yansıyacağını dile getirerek, “Aile Sağlık Merkezleri’nde çalışanların aylık en az 96 saat nöbet tutması gerektiği belirtiliyor. Bu süreyi tamamlamayan çalışanların maaşından kesinti yapılacak. Günlük muayene sayısının belirlenen hedefin altında kalması durumunda yine ücret kesintisi yapılacağı ifade ediliyor. Ancak bu hedefler, bakanlık veya il sağlık müdürlükleri tarafından belirlenecek. Bunlara dair net kriterler sunulmamış durumda. Hasta sayısının azalması gibi hekimin kontrolünde olmayan durumlarda bile kesinti yapılacak olması sağlık çalışanlarının iş yükünü artırırken gelirlerini azaltacaktır. Aile hekimine kayıtlı nüfusun binin altına düşmesi halinde hekimlere bir yıl süre tanınırken, yeni yönetmelikte bu süre kaldırılmış ve sözleşmenin feshi doğrudan uygulanabilir hale getirilmiştir” diye konuştu.
‘SAĞLIKTA ÇETELEŞME’
Düzenlemenin sağlık çalışanlarının iş güvencesini tehdit ettiğini vurgulayan Uysal, aynı zamanda rekabeti körüklediğini belirterek, sağlıkta çeteleşmenin önünü açtığını söyledi. Uysal, “Performansa dayalı ücretlendirme, ilk bakışta mantıklı ve etkili bir yöntem gibi görünse de uygulamada birçok soruna yol açmaktadır. Bu sistem, sağlık hizmetini bir kamu hizmeti olmaktan çıkarıp özel sektör mantığıyla işletilen bir yapıya dönüştürmektedir. AKP hükümetinin ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ çerçevesinde yürüttüğü politikalar, sağlık hizmetlerini bir şirket kar zarar dengesiyle değerlendirilen bir hale getirmiştir. Somut bir örnek vermek gerekirse, kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak bilinen olay, sağlık hizmetlerinin ticarileşmesinin bir sonucudur. Bu tür skandallar, sağlık sisteminin kar odaklı hale getirilmesinin doğrudan bir yansımasıdır. Düzenlemenin sağlık çalışanları üzerinde maddi ve manevi baskı yaratmakta, hizmet kalitesini düşürmektedir. Bu maddeler, sağlık çalışanlarının iş güvencesini tehdit etmekte ve onları gereksiz bir rekabet ortamına sürüklemektedir. Sistemin hastayı müşteri olarak gören yaklaşımı, hem sağlık hizmetini alanları hem de bu hizmeti sunanları olumsuz etkilemektedir” şeklinde konuştu.
‘YÖNETMELİKLER KATILIMCI BİR SÜREÇLE HAZIRLANMALI’
Düzenlemede sağlık alanındaki tüm kesimlerin görüşünün alınması gerektiğini belirten Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sendika olarak sağlık sistemine ilişkin düzenlemelerin, tüm paydaşların katılımıyla yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek odaları ve halkın ihtiyaçlarını anlayabilecek diğer kuruluşlarla birlikte bir çalışma yürütülmesini öneriyoruz. Amaç ülkemiz ve toplumumuz için en ideal sağlık sistemini hayata geçirebilmektir. Yeni yönetmelik ne sağlık çalışanlarının ne de vatandaşların beklentilerini karşılamaktadır. Bu durum, sistemdeki sorunları daha da derinleştirecektir. Bizler bu tarz düzenlemelerin kapalı kapılar ardında yapılmasını değil, açık, şeffaf ve katılımcı bir süreçle hazırlanmasını talep ediyoruz.”
Uysal, yönetmeliğe karşı 2 ile 6 Aralık’ta 5 günlük iş bırakacaklarını söyledi.
MA / Ferdi Bayram