Çok dillendirilen ve dillendirdiğimiz nesnel bir gerçek var: Hakim sınıflar arası çelişme ve klik çatışmasından devrim lehine yararlanmak! Bu çelişmeden işçi sınıfı ve tüm emekçi sınıflar yararına devrimci mücadeleyi geliştirme hedefiyle nasıl faydalanılır sorusu her siyasal dönemin önemli politik bir sorusu ve sorunudur. Hakim sınıfların klik çatışmasından faydalanmak; ama nasıl? Ve hangi bakış açısıyla bu çelişmeye doğru yaklaşabiliriz?
Hakim sınıflar arası çelişme objektif olarak devrim lehine bir durum yaratır. Hakim sınıflar arası çelişmenin siyasi alana yansıyan boyutuyla klik çatışmasının şiddetlenmesi ve çelişmenin üst boyutlara varması düşman güçleri arasında bir yarılma, parçalanma ve dağılmanın ön koşullarını hazırlar. Devrimci durumun yükselmesinin kıstaslarından biri de, hakim sınıflar arası çelişmenin yoğunlaşmasının, şiddetlenmesinin etkisi ve diğer başka koşullara bağlı olarak yönetememe krizinin büyümesidir.
Bunlar dikkate alındığında hakim sınıfların klik çatışmasında bir tarafı desteklemek veya dayanışmada bulunmak devrimci mi yoksa reformist, revizyonist bir siyaset midir sorusu kendiliğinden ortaya çıkar.
Bu çelişmeden devrim lehine yararlanmak tespitinin anlam ve içeriği hiç kuşkusuz kliniklerden birini desteklemek yada dayanışmak değildir. Klik çatışması; düşman güçlerinin birbiriyle mücadele yürütmesi ve birbirlerine saldırmalarıdır. Bu doğal olarak karşı devrim cephesinin güçsüzleşmesini ve tam bir birlik içinde olmamalarını sağlar. Enerjilerinin tümünü olmasa da bir kısmını birbirlerine karşı kullanmalarına yol açar. Dağınık ve parçalı halde bulunan düşman; halk kitlelerine, devrimci harekete saldırsa da, devrimci güçlerin örgütlenmesine karşı istediği sonucu almakta zorluk çekecektir. Türkiye ve Kuzey Kürdistan devrim tarihinde bunun bir çok örneği vardır. Örneğin 2016’daki darbe girişimi öncesi klik çatışması sertleşmiş ve devrim lehine büyük olanaklar sağlamıştı. Ayrıca belirtmekte fayda var. Devrimci durumun yükselmesi, devrimci hareketin örgütlü ve güçlü olması var olan klik çatışmasının şiddetini arttırır, parçalanmayı hızlandırır ve büyütür. Ki kitlelerin Gezi Halk Hareketi sonrası yakaladığı moral ve mücadele azmi, Kürt ulusal hareketi nezdinde gelişen mücadele, düşman safları arasındaki çatışmayı büyütmüş, hızlandırmış ve silahlı çatışmaya evrilmesini getirmişti. Ve nihayetinde 2016 yılı darbe girişimi karşı darbeyle bastırıldı. Devlet yönetimini elinde tutmayı başaran klik, mücadele yürüttüğü kliği ezdi. Toplumun ezilen ve sömürülen kesimlerini sindirmek için de yetkilerini genişletip merkezileştirdi. Darbe girişimi öncesindeki siyasi istikrarsızlık karşı darbeyle yerini geçici olarak istikrara bıraktı. Ancak geçici istikrar yerini tekrardan siyasi istikrarsızlığa bırakan bir ivme kazandı.
Gelinen aşamada ekonomik kriz var. “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”yle merkezileştirilen yetkilerle yakalanan geçici siyasi istikrar, bugün açısından geride kalmış görünüyor. Ekonominin bağımlı ve geri olması, ekonomik krizin yarattığı sorunlar hem AKP’de hem de diğer komprador partilerle hükümet arasındaki mücadeleyi sertleştiriyor. Süreç komprador partilerin öncülüğünde iki ittifak bloğunun oluşmasını getirdi.
CHP’nin öncülük ettiği Millet İttifakı, ekonomik krizi kendi lehine çevirerek kendine alan açıyor. Halkın sıkıntılarından yararlanıyor ve hoşnutsuzluğun eylemlerle sokağa taşma eğiliminin önüne geçerek kendine yedeklemeye çalışıyor. Millet İttifakı’nın bileşenlerinden CHP ve İYİP gerçekte halkın mı, yoksa hakim sınıfların mı çıkarını savunuyor? Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki çelişmenin derinleşmesi mi daha iyidir, yoksa yumuşaması mı? Elbette çekişmenin derinleşmesi devrim lehine daha iyidir.
Peki, özellikle CHP üzerinden sertleşen klik çatışmasının bir tezahürü olarak ortaya çıkan yargılamalar, tutuklamalar vede kimi siyaset yasaklarından dolayı, devrimci hareketin bu kesimle dayanışmada bulunması doğru mudur? Dayanışma tutumu; CHP’nin halkın gözünde kurtuluş kapısı olarak görülmesini, meşrulaştırılmasını ve halkın bu komprador partiye yedeklenmesini sağlamaz mı?
Böylesi komprador partileri halkın gözünde meşrulaştıracak bir tutum içine girmek devrimci siyaset olamaz. Halkın gözüne kül serpen, halkı düzen içine hapseden böylesi destek ve dayanışma örnekleri devrimci mücadele için olumsuzluktur. Bilakis devrimci ve komünist hareketin bu komprador partileri teşhir etmek, halkın onların peşine takılmasını engellemek için siyaset üretmek ve halkı devrimci mücadeleye kanalize etme görev ve sorumlulukları vardır.
Devrimci durumun gelişmesinin bir ayağı, hakim sınıflar arasındaki çelişmeyi, çatışmayı da şiddetlendiren, derinleştiren yöneten sınıfların eskisi gibi yönetememesidir. Diğer bir ayağı ise, halkın hoşnutluğunun artması ve eskisi gibi yönetilmek istememesidir. Ve de, bu hoşnutsuzluğun genişleyerek eylemlerle sokağa taşması, mücadelenin yükselmesidir.
Komprador burjuva partilerin muhalefetteki kesimleri halkın hoşnutsuzluğunu ikâme ederek seçime yansıtmak ve hükümet olmak istemektedirler. Yani hakim sınıflar için devletin dümenine geçerek halkı yönetecekler, ezecekler, baskılayacaklar… İl il, sokak sokak gezmelerinin amacı elbette halkı kendilerine yedekleme istekleridir. Devrimci hareketin halkın hoşnutsuzluğunu örgütlemeyi başaramamasından dolayı oluşan boşluğu komprador partiler doldurmaktalar. Reformist hareket de esas beklentisini muhalefeteki bu kliğin peşine takılarak gerçekleştiriyor.
“Çelişkiden yararlanmak” denilerek klik çalışmasında bir tarafı desteklemek, dayanışmak ve objektif olarak güçlenmesine neden olma yaklaşımı, sağ oportünist (revizyonist) bir siyasettir. Sınıf işbirlikçi bir anlayıştır. Reformizmin genel eğiliminin doğal bir sonucudur. Devrimci siyaset, hakim sınıfların klik çatışmasında çelişkinin şiddetlenmesine bağlı olarak büyüyen yangını söndürmek için su tutmaz. Bilakis çelişmenin derinleşmesini ister, düşman güçlerin daha sert çatışmaları için koşulların oluşmasını sağlar. Dolayısıyla pratik bir tutum belirlendiğinde devrimci mücadeleyi geliştiriyor mu, geliştirmiyor mu üzerinden bakılmalıdır. Muhalefette de olsa, devleti yöneten klikten baskı da görse komprador partilerin güçlenmesini, halkın gözünde meşruluk kazanmasını, emekçi sınıfların bu kesimlerin peşine takılmasını sağlayacak herhangi bir politik tutum devrim için zararlıdır.
Devrimci hareketin bir kesiminin politik tutumu reformizmle öyle örtüşüyor ki ayrıştırmak neredeyse imkansız! Düzen içilik, yasalcılık, parlamentarizmin devrimci hareket üzerindeki etkisi öyle güçlüki sağ oportünist siyasete savrulan anlayışlar bile normal karşılanıyor. CHP’nin İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun kimi devrimci çevrelerce yapılan basın açıklamalarıyla, ziyaretlerle destekte bulunulması, küçük-burjuva devrimci siyasetin savrulmada geldiği aşamayı gösteriyor.
Devrimci siyaset varolan partilerin hangi sınıflara hizmet ettiği üzerinden şekillenir. Bir politik tutum belirlendiğinde devrim cephesine mi, karşı-devrim cephesine mi hizmet ediyor üzerinden hareket eder. Kimi burjuva siyasetçilerin halkın sorunlarıyla ilgileniyor gözükmesi, halkın hoşnutsuzluğunu dile getirmeleri belirleyici olmaz. Kaftancıoğlu gibi burjuva siyasetçilerle dayanışmada bulunmak ne getirir, ne götürür? Mesela CHP içinde parçalanma yaratıp halkın CHP’den koparak devrimci güçlere yakınlaşmasını getirir mi? Tam tersine; halkın devrimci harekete yakın takılanını bile CHP’ye -dolayısıyla sisteme- yakınlaştırma tehlikesini içinde barındırıyor. Bunun somut ifadesi de Millet İttifakı’nın güçlenmesidir. Millet İttifakı’nın güçlenmesi ve seçim yoluyla hükümet olması ise hakim sınıfların başka bir kliğinin halkı yönetmesi, ezmesi ve sömürü pastasından esas dilimi hangi kliğin alacağı anlamını taşır.
Öyleyse devrimci hareketin parlamentarizm bataklığına saplanan yönelimiyle siyaset yapma tutumu sergilemesi devrime hizmet etmez. Hakim sınıfların klik çatışmasından yararlanma kılıfı altında düzen içiliği, sınıf işbirlikçi eğilimi güçlendiren ve sistem içinde kendine yer açmaya çalışan politik tutumlar hatalıdır. Dünya devrim tarihinde, hakim sınıfların bir kesimini destekleyerek devrimci mücadeleyi geliştiren bir devrimci siyaset görülmedi. Bunu yapanlar düzeniçileşti, reformistleşip sistemi besledi.
Klik çatışmalarından yararlanmanın en önemli kriteri, halkın devrimci mücadele içinde örgütlenmesinin koşullarının oluşmasıdır. Yanı sıra karşı-devrim cephesinin parçalanması ve güçsüz duruma düşmesinin zemininin olmasıdır. Onların birliğini dağıtmak için politika üretilir. Bununla birlikte koşullar uygunsa karşı-devrimin kimi kesimlerini tarafsız duruma düşürme siyaseti de izlenir, izlenmelidir. Yani klik çatışmasından yararlanmak demek, hakim sınıfların bir kliğini hedef alırken, diğer kliği destekleyerek yada buna denk gelecek siyasetle onu güçlendirip devleti yönetecek konuma yükseltmek değildir. Bu yönde siyaset üretenlerin sınıf işbirlikçi sağ oportünist çizgiye sahip olduğunu vurgulayalım.