Geçinemiyoruz Platformu ve TükoDer Kadıköy’den seslendi: “Bekleyecek, sabredecek vaktimiz yok!”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

TükoDer (Tüketici Koruma Derneği) ve Kadıköy Geçinemiyoruz Platformu 17.00’de Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya geldi

Geçinemiyoruz Platformu ve TükoDer Kadıköy’den seslendi: “Bekleyecek, sabredecek vaktimiz yok!”

TükoDer (Tüketici Koruma Derneği) ve Kadıköy Geçinemiyoruz Platformu 17.00’de Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelerek yüksek enflasyon, zam yağmuru ve vergilere karşı eylem yaptı.

Eylemde söz alan TükoDer Başkanı Aziz Koçal, Ocak ayından bugüne sokaklarda olduklarını ve çözüm önerilerini yetkililere ilettiklerini ifade ederek, “Halen sesimize kulak verilmiyor. Açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki makas bin 800 lira. Yılbaşında asgari ücret 2 bin 825 liraydı. TÜRK-İŞ’in bile mutfak enflasyonunu yüzde 130 açıkladığı bir ülkede mutfak enflasyonu yüzde 250’ye vardı. Mutfak yanıyor kimin umrunda. Yoksulluk sınıcı dediğimiz, tüm temek haklarımız için 4 kişilik ailenin asgari tıtar 23 bin lira oldu. Peki kimin evine ayda 23 bin lira giriyor. Asgari ücretten en büyük payı kiralar alıyor. Peki tüketici nasıl geçinecek. Nasıl sağlıklı, besin değeri yüksek gıdalar alabilecek. Alamıyor. Çözüm var. Kaynak var. Kaynak halkın yararına olan çalışmalarai halk için kullanılsın.” dedi.

Eylemde basın metnini Sezen Ezer okudu. “Elektriğe, doğalgaza, gıdaya, temel tüketim malzemelerine, ulaşım, akaryakıta, harçlara, vergilere her gün yeni bir zam geliyor. Milyonlar hemen hemen her gün her yerde aynı şeyi söylüyor hayat pahalı! Hayat pahalı ama ucuz olan bir şeyler de var! İşçilerin emeği ucuz, işçilerin canı ucuz! 14 Ekim Cuma akşamı 41 madenci Bartın Amasra’da daha fazla kar etmek için alınmayan tedbirler yüzünden katledildi! Halkı yoksulluğa, açlığa mahkûm eden düzeniniz yaşam hakkımıza saldırıyor” diyen Ezer açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Siz kamaralarda, kaptan köşklerinde saltanat sürerken; açlık, yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren milyonlar size göre o geminin prangalı kürekçileri!

Şirketlerin, bankaların tarihlerindeki en büyük kârları açıkladığı dönemle, milyonların en hızlı yoksullaştığı dönemin aynı anda yaşanmasının tesadüf olduğuna inanmamızı bekliyorsunuz?

Elektriğe 3, doğalgaza 3 kez zam geldi

Kara kış yine kapıda, faturalar en büyük korkumuz haline geldi! Enerji üretimi ve dağıtımını özelleştirenler, bir avuç enerji şirketini zengin etmek adına elektrik ve doğalgaza peşi sıra ardına zamlar yapıyor. Bu yıl konutta kullandığımız elektriğe 3 kez zam, doğalgazda ise 4 kez zam geldi!

Ocak ayında 200 TL olan doğalgaz faturası 528,5 TL, 200 TL olan elektrik faturası 497 TL’ye ulaştı.

Ne enerji şirketlerinin kasası dolsun diye çalışacağız ne de evde fişi çekip karanlıkta, soğukta oturmaya razı olacağız!  Elektrik temel ihtiyaçtır, kamu hizmeti olarak verilmesi sağlanmalı, elektrik üretim ve dağıtımı kamulaştırılmalıdır.

Maaşımızın yarısını kiraya mı vereceğiz diyorduk, artık tamamı dahi kiraya yetmez oldu! Kadıköy’de asgari ücret ile tutulabilecek tek bir daire kalmadı! Ev arayanlar dertli, evi olanlar ise tahliye tehdidi altında! Yüksek kira artışının önüne geçmek için getirilen %25 zam sınırlaması hiçbir işe yaramadı, adliyeler kira davaları ile dolup taşıyor.

Barınamıyoruz!

Barınma krizini çözmesi gerekenler, seçim öncesi oy istismarına girişti.

TOKİ eliyle duyurdukları sosyal konut projeleri geçinemeyenlerin projesi değildir! Kirasını ödemekte zorlanan, 5500 TL maaşla ay ortasını getiremeyen, borç batağında olan milyonlarca yurttaş 2280 TL’den başlayan kredi taksitini nasıl ödeyecek?

Anladıkları dilden yanıt veriyoruz. Seçim sebep, yandaş müteahhitleri zengin etmek sonuç! Barınma haktır! İnşaat şirketlerinin yatırım amaçlı boş tuttuğu milyonlarca konuta ek vergiler getirilsin ya da kamu yararına el konulsun, inşaat şirketlerine aktarılan milyarlarca liralık kaynak sosyal konut projelerinde kullanılsın, kiralara üst sınır getirilsin!

Mutfakta yangın var! Mutfakta hissedilen yıllık enflasyon yüzde 250’yi geçti. Aldığımız bir ürünü bir daha aynı fiyatla alamıyoruz. Tarımı dışa bağımlı hale getiren, tarım arazilerini betona gömen, her geçen gün katlanarak artan maliyetler üreticiyi üretemez hale getiren iktidar, halkı da gıdaya erişemez hale getirdi. Gıda krizine karşı, tarımsal üretim desteklensin!

Yoksullaştırma halka karşı açılmış bir savaş gibi. TÜİK’in saray ayarlı fiyatları ile maaş alıyoruz, ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı ile harcıyoruz. Artık yeter! Bu ülkenin kaynakları hepimizin eşit, özgür, insanca yaşaması için yeterli! Bunun için garanti ödemelerle her ay kasasını dolduran, kamu bankalarının içini boşaltan, 80 milyonun emeğine, yaşamına çöken bir avuç azınlığı sırtımızdan atmamız yeterli!

 Kaynak:sendika.org

Yorumlar kapalı.