Erdoğan’dan Alevilere hakaret: ”Sapkınlığın üzerine bina edilmiş Alevilik olmaz”

Haber Merkezi: Türk devleti kurulduğu günden itibaren kendisinden olmayan her dili, inancı düşman bellemiş ve her fırsatta bu kesimlere katliamlar uygulamıştır. Türk devletinin dünenine geçen her hükümet, şahıs kendi siyasi emellerine ulaşmak için farklı inançtan ve ulustan halkları birbirine kırdırmak, yapay düşmanlar yaratarak amacına ulaşmaya çalışmıştır.

Güncelde 20 yıldır devletin dümeninde olan emperyalizmin yeminli uşağı AKP/R.T Erdoğan’da Türk devlet geleneğinin sadık bir emir eri olmuştur. Kürtler için sarf ettiği, ”kadın da olsa, çocukta olsa gereği yapılacaktır” sözleri ardından onlarca kadın ve çocuk Kürt illerinde katledildi. Cenazeler zırlı araçlarla sürüklendi, günlerce sokakta bekletildi, bodrumlarda insanlar diri diri yakıldı.

Alevilerin inanç merkezleri olan Cemevleri için, ”cümbüş evleri”, ”mum söndü yapıyorlar” gibi dilde ve bilinçte gerçek anlayışını ortaya koyan R. T. Erdoğan, AKP İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda gene Alevilere zehirli diliyle hakaretler yağdırdı. Alevi inancını ”sapkınlık” olarak niteleyen Erdoğan, “Ali gibi yiğit, zülfikar gibi kılıç olmak diyorsak, her türlü farklılığı bir kenara bırakarak inançlarımıza, kültürümüze, değerlerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız. Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin meselelerini çoğunu biz çözdük, kalanları da adım adım çözüme kavuşturuyoruz. Yıllarca siyaset, sanat, ticaret yapan kimi isimlerin gerçek yüzünü ortaya sermelerinden aslında memnuniyet duyuyoruz. Allahsız Alevilik olmaz, Muhammetsiz Alevilik olmaz, Alisiz Alevilik olmaz. Dinsiz, amelsiz sadece sadece sapkınlığın üzerine bina edilmiş Alevilik, Müslümanlık, Türklük, Kürtlük hatta insanlık da olmaz.” sözleriyle bir kez daha Türkiye Kuzey Kürdistan’da yaşayan farklı dil ve inançtan halklara toplu hakaretlerde bulundu.

Erdoğan ve hükümetinin halk düşmanı politikalarına karşı “alternatif cephe” oluşturma anlayışı içerisinde olanların, faşist Türk devletinin kurulduğu günden günümüze bu tür halk düşmanı politika izlediği unutulmaya, unutturulmaya çalışılıyor. Dersim, Koçgiri, Zilan, Çorum, Maraş, Malatya, Sivas katliamları, Diyarbakır, Buca, Ümraniye, Ulucanlar, 19-22 Aralık hapishaneler katliamları yaşanırken, CHP, MSP, MHP, DSP, RP vd.leri faşist Kemalist devlet diktatörlüğünün resmi anlayışını ortaya koymuşlardır. Günümüzde ultra-Kemalist olan AKP/R.T Erdoğan ve hükümeti faşist devlet diktatörlüğünün sözcülüğünü yapmakta geçmişin temsiliyetini ustalıkla yapmaktadır. Aradaki fark ise, AKP/R.T Erdoğan’ın BOP eşbaşkanlığını kabul etmesinden sonra faşist Türk devletine emperyalistler tarafından biçilen roldür.

Komprador burjuvazinin ve onun koruyucusu faşist Türk devletinin niteliğini yumuşatmaya ve şirin göstermeye çalışan bilimum revizyonist-reformist, oportünist siyasetler ise güncelde Türkkiye ve Kuzey Kürdistan halklarına yönelik katliam, asimilasyon, zorla göçertme, hakaretlerin dolaylı imzacılarıdırlar.

Exit mobile version