Düşünce ve Eylem 

IMG_1869

Düşüncemizi geliştirmeliyiz. Politik kabiliyetin gelişmesi de buna bağlı. Doğru fikirlere sahip değilsek yararlı ve başarılı sonuçlar alamayız. Düşünce, etrafımızda, toplum ve doğada olup biten olguları görebilme ve mukayese etmek ve çok yönlü analiz etmekle gelişir. Aklımızı yeterince kullanabiliyor muyuz? Kesinlikle hayır! Yöntemli düşünüyor muyuz? Yöntemli düşünmeyi öğrenmeliyiz. Bunu yapamadığımız sürece düşüncemizi geliştiremeyiz. Okuduklarımız bilgilerimizi zenginleştirebilir, öğrendiğimiz bilgileri bıkmadan tekrar edebilir de, ama öğrendiğimiz bilgileri tekrar ediyor oluşumuz, aklımızı iyi kullandığımız ve iyi düşündüğümüz, düşünce ürettiğimiz anlamına gelmez. Düşünmek esas olarak fikir üretimidir. Okuduğumuz kitaplardan, gördüğümüz eğitimden öğrendiğimiz metotlarla sahip olduğumuz bilgileri etrafımızı saran olguları mukayese ve analiz ediyor ve bu kabiliyetimizi geliştirebiliyorsak kendimize ait bir düşünceye sahibiz demektir. Kategoriler, söz dizinleri, parça parça fikirler birleşip sistem seviyesine ulaştığında teorik düşünce ortaya çıkar.

Biz Marksistler diyalektik materyalist felsefi anlayışla düşünürüz. Fikirlerimiz düşünce sistemimiz nesnel olgulara dayanır. Böyle denildiğinde karşıtında nesnel olgulara dayanmayan felsefi düşünüşün de olduğu kendiliğinden anlaşılır. Bu karşıtlık iki farklı uzlaşmaz idealist ve materyalist dünya görüşünü yansıtır. Biz materyalistler gerçeği olgularda ararız. Politikamıza da bu anlayış yön verir. Kapitalizmin yıkılması ve yerine sosyalist düzenin kurulması için sınıf mücadelesine önderlik eden komünist partisi de doktriner tezlere değil, ekonomik ve sosyal durumu açıklayan analize dayanır. Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimsel teorinin her türden gerici karanlık güçlerin, burjuvazinin bunca saldırılarına rağmen önemini koruması tamda bu toplumsal gerçekliği açıklayabilmesi ve hareket yönünü gösterebilmesindendir. Nerede olursa olsun sınıf mücadelesine önderlik etme iddiasıyla var olmuş parti, sosyal ve iktisadi gerçekliği, işçilerin gözleri önüne seren somut ve net anlaşılır teoriye sahip olmak zorundadır. Teorinin doğru olup olmadığının biricik ölçütü, yanılmaz testi sınıf mücadelesi pratiğidir. Gerçeklikten kopmuş biçimde genellemeci, dogmatik, şabloncu “kırmızı baskı” teorik tekerlemeler, mücadeleye yararlı değil, zararlıdır. 

Düşüncenin nesnesi olgulardır. Nesnesinden kopan düşünce kısırlaşmakla kalmaz, toplumsal gerçeklikten kopar, kaynağına yabancılaşır. Düşüncenin olgular yerine konulması politikada karanlığa yumruk sallama sonucunu doğurur. Böyle bir düşünme yöntemi ve düşünce doğru ve bilimsel değildir. Kimileri Marksist eserlerdeki düşünceleri verili durumla bağını kurmadan dogmatik biçimde tekrar etme, canlı ruhunu öldürerek donuk şekilde aktarmanın Marksizmi uygulamakla ilgisi olmadığını öğrenmek istemiyor. Böyle bir Marksizm-Leninizm-Maoizm teorik aktarımcılığı, kuşkusuz teoriyi geliştirmek ve uygulamak değildir. Devrimci düşüncenin uygulanmasını içermez, dahası uygulanarak doğruluğu ıspatlanmış devrimci teoriyi donuklaştırır, devrimci ruhunu öldürür. Örneğin Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da ekonomik ve toplumsal durumu ve sınıfların analizini yapmadan, gelişmelere ilgisiz kalarak, diğer ifadeyle düşüncenin nesnesi olgulardan koparak Marksizmi uygulamaktan söz edilmesi gibi. Oysa böyle bir düşünüşün Marksistlikle ilgisi olmadığı gibi mücadeleye büyük zarar vermektedir.

Marksizm düşüncesinin nesnesi toplumsal olgulardır, toplum ve doğa gerçekliğine dayanır. Bize düşünceyi geliştirmek için irademize bağlı olmayan dışımızdaki dünya ve evrende, genel ve yerelde, evrensel ölçekte olup bitenleri görmeyi ve analiz etmeyi öğretir. Toplumsal gerçeklere bakmayı bilmeyen, toplumsal somut çelişkileri analiz etmeyenler sınıf mücadelesinde nasıl önderlik edebilirler. Hayır bu olanaksız… Bu nedenle diyoruz ki, düşüncelerimizi geliştirmek için etrafımıza bakmayı öğrenmeliyiz. Bu da yetmez toplumsal durumu materyalist düşünce ve diyalektik yöntemle açıklamayı da öğrenmeliyiz… İçinde hareket ettiğimiz koşullarla bağı kurulmayan aktarımcılıktan, dogmatik, öznelci düşünce ve her türlü sapmaya karşı Marksizm-Leninizm-Maoizm teorisi ancak bu yolla uygulanabilir. Devrimci düşünce ve pratikte uyumluluk ancak bu zeminde hareket edilerek gerçekleştirilebilinir. 

Ezberleyip, tekrarlamak değil, Marksist bilimsel kavrayışımızı geliştirmeli derinleştirmeliyiz. Her bir yerde sınıf savaşımının dayandığı somut hal ve şartları dikkate almadan, Marksizm adına kimi formüllerle birlikte, Marksizmin evrensel ilkelerinin yüzeysel biçimde devrimci söylemler arkasında tekrar edilerek onun canlı ruhunu öldüren hatalı anlayışlara karşı mücadelenin yükseltilmesi de yine kelimenin gerçek manasında Marksizmin uygulanmasına bağlıdır. Düşünceyi olgulardan çıkaran teori somut şartların tahlilindeki canlı ruhu taşır. Devrimcidir ve dönüştürerek ilerler. Bu temelde ezberci olma, somut düşün, bilgiyi toplumsal şartlara uygula diyoruz. Devrimci programın uygulanması doğru fikirlerin kitleler içinde genişlemesi sonucunu doğurduğu oranda fikirlerimiz güçlenir. Kitlelere gitme, işçi sınıfı içinde örgütlenmenin yollarını bulmak proletarya partisi için temel önemdedir. İşçi sınıfı devrimci mücadele tarihi tecrübesinden yararlanmak ve öğrenmek çok önemli ama hazır formüllerden kaçınılmalı, aklımızı kullanmalı, işçi sınıfının devrimci zaferi uğruna yürütülen mücadelede kendi formüllerimizi yaratmalıyız. 

Exit mobile version