BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, Covi-19 salgınında kadına yönelik şiddetin arttığına dikkat çekerek, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti “küresel bir kriz” olarak nitelendirdi. BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Birimi (UN WOMEN) Türkiye direktörü Asya Varbanova da, “Dünyada 15 yaş üstü neredeyse üç kadından biri hayatları boyunca en az bir kere yakın partnerleri ya da parteri olmayan biri tarafından fiziksel ya da cinsel şiddete maruz bırakılıyor” dedi.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’ne göre, şiddetin ve rekabetin artması kadına yönelik şiddetin artmasına neden oldu, ancak kadınlar genellikle utanma, misilleme korkusu ve adalet sistemine güven eksikliği nedeniyle sessiz kalmayı tercih ediyor.
“Kadına yönelik şiddetin küresel bir kriz”
Bu yıl 25 Kasım’da “Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” kapsamında düzenlenen sanal bir toplantıda konuşan BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, “Kadına yönelik şiddetin küresel bir kriz” olduğunu kaydetti.
Bahous, “Dünyanın her yerinde birçok kız çocuğu ve kadın tehlike altında yaşıyor. Buna karşılık, iklim değişikliğine bağlı doğal afetler, gıda güvensizliği ve insan hakları ihlalleri kadına yönelik şiddetin artmasına neden oldu. Kriz yaşanan bölgelerde kadınların %70’inden fazlası cinsel şiddete maruz kalıyor” diye konuştu.
Sima Bahous, hem zengin ve hem de fakir ülkelerde cinsiyete dayalı önyargının, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet eylemlerini körüklediğine dikkat çekti.
BM yıllık raporuna göre Covid-19 salgını döneminde sokağa çıkma yasakları ile bilrlikte kadınlara yönelik şiddet vakaları arttı. Buna paralel olarak da dünyanın her köşesinde şiddete uğrayan kadın ve kız çocuklarının yardım hatlarına başvurusunda artış yaşandı.
“Kadına yönelik şiddet kaçınılmaz değil”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, toplantıya gnmderdiği mesajda, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin bugün dünyanın en yaygın ve acil insan hakları sorunu olmaya devam ettiğini söyledi.
BM Kadın Birimi’nin son raporunun Covid-19 salgını sırasında kadınlara yönelik şiddet vakalarının arttığını doğruladığını vurgulayan Guterres, “13 ülkede kadınların neredeyse yarısı, kendileri veya tanıdıkları bir kadının pandemi sırasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığını bildirdi. Kadınların neredeyse dörtte biri aile içi şiddete maruz kalıyor” dedi.
“Ancak kadınlara yönelik şiddet kaçınılmaz değildir” diyen Guterres, “Doğru politikalar ve programlar sonuç getirir. Bu, şiddetin temel nedenleriyle mücadele eden, kadınların ve kız çocuklarının haklarını koruyan ve güçlü ve özerk kadın hakları hareketlerini teşvik eden kapsamlı, uzun vadeli stratejiler anlamına gelir. Birleşmiş Milletler’in benimsediği model budur” ifadelerini kullandı.
Antonio Guterres, “Değişim mümkün. 2030 yılına kadar kadına karşı şiddeti birlikte sonlandırabilmek için çabalarımızı iki kat arttırma zamanı” diye belirtti.
Öte yandan Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 16 günlük bir etkinlik başlattığını duyurdu.
Ankara’da basın toplantısı düzenleyen BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Birimi (UN WOMEN) Türkiye direktörü Asya Varbanova, 16 günlük aktivizmin, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile başlayıp 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar devam edeceğini belirtti.
Türkiye’de her 10 kadından 4’ü şiddete maruz kalıyor
Kadınlara yönelik şiddete son vermek için düzenlenen kampanya ile dünyanın her yerinden tüm aktörlerin ortak bir şekilde kadına yönelik şiddete dur demesini için gerçekleştirilen ortak bir hedef olduğunu söyleyen Varbanova, ‘’Son tahminlere göre dünyada 15 yaş üstü neredeyse üç kadından biri hayatları boyunca en bir kez partnerleri ya da parteri olmayan biri tarafından fiziksel ya da cinsel şiddete maruz bırakılıyor. Bu da kadın ve çocuklara yönelik şiddet seviyesinin son 10 yılda değişmediğini gösteriyor” dedi.
Koronavirüs ile gelen kapatma, tedbirler ve hizmetlere erişimde yaşanan zorluklar nedeniyle şiddetin bir gölge pandemi olarak Covid-19 pandemisiyle daha da kötüleşmesine yol açtığını kaydeden Varbenova, “Üstelik bu cinsel taciz, dijital ortamdaki şiddet gibi kadın ve kız çocuklarını etkileyen tüm şiddet olaylarını içeriyor. Bunları da düşünürsek bahsettiğimiz rakamlar daha yüksek olacaktır. Türkiye’de ise her 10 kadından 4’ü hayatlarının bir noktasında kocaları veya yakın partnerleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor. Dünya çapında ve Türkiye’de şiddet gölge salgın olarak yayılmaya devam ediyor’’ diye konuştu.
Kaynak:rudaw.net
Yorumlar kapalı.