Dünyada ve Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da çocukların vazgeçilmez haklara sahip olduğunu belirten insan hakları savunucuları, birçok kentte açıklamalar gerçekleştirdi. Yapılan açıklamalarda Türkiye ve Kuzey Kurdistan’da çocuklara yönelik işlenen suçlara dikkat çekilirken, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanması talep edildi.
Yapılan açıklamalarda, İsrail’in saldırılarında en büyük zararı çocukların gördüğü ve binlercesinin katledildiğine değinildi. Rojava ve Suriye’de yaşanan çatışmalarda çocukların hayatını kaybettiği belirtilirken, Kuzey Kürdistan’da son 10 yılda 22 çocuğun zırhlı araç çarpması sonucu hayatını kaybettiği, 27 çocuğun ise yaralandığına dikkat çekildi.
Açıklamalardan biri de Hatay’da yapıldı. İHD İskenderun Şubesi, 20 Kasım’a ilişkin dernek binası olarak kullandıkları konteynerde basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda kişinin katıldığı toplantıda basın metnini İHD İskenderun Şubesi Sekreteri Adil Bahtiyar okudu. Bahtiyar, Türkiye’de çocuk haklarına yönelik ortaya çıkan karanlık tablonun, çocuk haklarının coğrafyamızda sadece kâğıt üzerinde kaldığını gösterdiğini belirterek, “Çocuklarımız için mutlu ve huzurlu bir gelecek kurmanın ilk ve önemli adımı şiddetin her türlüsünden arınmış barışçıl bir ortamın yaratılmasıdır. Barışa en çok çocuklar ihtiyaç duymaktadır” ifadelerini kullandı.
Bahtiyar, son olarak önerilerini şöyle sıraladı:
“* Çocuk Hakları Sözleşmenin çekince konulan maddelerine de derhal taraf olunmalı, iç hukukta her çocuk için erişilebilir düzenlemeler yapılmalıdır.
* Çocuklara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için Çocuk Hakları ve İnsan Hakları örgütlerinin katılımıyla ‘Çocuğa Karşı Şiddeti Önleme Ulusal Eylem Planı’ hazırlanmalıdır.
* Çocuk Cezaevleri kapatılmalı ve Kanunla Muhalefete Düşen Çocuklar için onarıcı, sosyal yaşama katılımlarını destekleyici ve çocukları güçlendirici programlar hayata geçirilmelidir. Çocukların kapatılması için açılması planlanan Çocuk Ceza İnfaz Kurumları ve Çocuk koğuşları derhal lağvedilmelidir.
* Engelli çocuklar ve ailelerinin sosyal yaşama dahil olacağı başta erişilebilirlik olmak üzere tüm tedbirler eksiksiz hayata geçirilmelidir.
* RTÜK dahil olmak üzere, çocuklarla ilgili her konuda karar mekanizmalarına çocuk katılımı ve çocukların görüş ve önerilerini sunacağı mekanizmalar oluşturulmalıdır.
* Deprem bölgesindeki çocuklarla ilgili kamuoyunu tatmin edici ayrıştırılmış bilgilerin ivedilikle paylaşılması, halen kayıp olan çocuk sayısı ile ailesini tümden kaybeden çocukların durumuna ilişkin bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
* Her çocuğun eğitim ve öğretim görme hakkı kapsamında ilköğretimden başlayarak her kademede beslenme ve barınma desteği sağlanmalıdır. Farklı etnik grupların kendi anadillerinde eğitim öğretim almalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.
* Çocuk işçiliğinin önlenmesi için çocukların ve ailelerin ekonomik ve sosyal olarak desteklenmesi ve çocuk çalıştıran işyerleri etkin bir şekilde denetlenmelidir.
* Merkezi ve yerel yönetim bütçelerinde çocuklar için harcanacak kaynakların ayrılması zorunlu olmalı ve ayrılan kaynağın çocuklar için harcanması kurala bağlanmalıdır.
* TBMM bünyesinde çocuk haklarını koruyup gözetecek Çocuk Hakları İhtisas Komisyonu kurulmalıdır.”