Haber Merkezi: Dersim katliamında yaşamını yitirenler anıldı. “Hiçbir şeyi unutmadık, hiç bir şeyi affetmedik” denilen açıklamada, yaşamını yitirenlerin mezar yerlerinin açıklanması istendi.
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Demokratik Alevi Dernekleri ve siyasi partiler tarafından Dersim Katliamında yaşamını yitirenleri andı. 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu’nun “Tunceli Tenkil Harekatı” kararıyla Dersim’de başlattığı katliamın yıl dönümü nedeniyle çok sayıda kişi Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya geldi. Anmada, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ile “Ma terteleyê Dersimî xo vîra nêkerd, xo vira nêkemê/Dersim soykırımını unutmadık, unutmayacağız”, “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmeyeceğiz” pankartları açıldı.
Anmayı düzenleyen sivil toplum örgütü ve siyasi partiler adına ortak açıklamanın Türkçesini Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Kirmançkî açıklamayı ise HDP Dersim İl Yöneticisi Özcan Ateş yaptı. Türkçe açıklamayı yapan Kadriye Doğan, “Bugün 4 Mayıs. 1937 Dersim soykırımının bizim lisanımızda Dersim Tertelesi’nin yıldönümü. Roza Şae, Dersimin kara günüdür” dedi. Doğan, Cumhuriyet Türkiye’sinin 1925 yılında oluşturduğu ve tahkim ettiği Şark Islahat Planı’yla ülkede çoğunluğu oluşturan Kürt ve Alevi toplumsallığını ortadan kaldırmak, asimile etmek eğer direnç olursa da katletme planını Koçgiri’den başlayarak Şeyh Sait, Ağrı, Zilan, Sason ve en son Dersim’ de uygulamaya başladığını söyledi.
‘Planı bizzat Atatürk hazırladı’
Katliamda Mustafa Kemal’in rolüne işaret eden Doğan, 1937’nin 4 Mayısı’nda Mustafa Kemal başkanlığında Meclis oturumunda, “Dersim sorunu artık çözülmeli bu çıban kökünden ebediyen sökülüp atılmalıdır.” sözlerini hatırlatarak, “Çıban dediği şey; inancımız, tarihsel hafızamız, dilimiz, kültürümüz tam anlamıyla Réya Haq inancı ve Kürt kimliğidir. Buradaki rıza toplumsallığı; tekçi zihniyet için tehlike olarak görülüyordu. Hakikat şu ki; Trabzon’da kurmayları ile yaptığı toplantıda bizzat Mustafa Kemal tarafından harita üzerinden kendi el yazısıyla planladığı ‘Dersim Hareket Planı’ Atatürk Müzesinde gururla sergilenmektedir. Gelen her ziyaretçiye de anlatılır. Bu gerçek ortadayken hala Atatürk hastaydı, haberi yoktu sav ve söylemleri koca bir yalandan başka bir şey değildir. Dünya da herkes de bilir ki; Dersim katliamının mimarları Atatürk, İnönü ve Fevzi Çakmak’tır. Zamanın genelkurmay başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanın bilgisi ve meclisin onayıyla gerçekleştirilmiştir. Unutulmamalıdır ki, Osmanlı’nın onlarca sefer düzenlediği coğrafyamızda Kürt Alevi – Réya Haq kültürü yok edilmek istenmiş. Hani bir söz vardır ya ‘Dersim’e sefer olur, zafer olunmaz’ bundan söylenmiştir” dedi.
‘AKP-MHP ile devam etmektedir’
Dersim Katliamı sonrası, Kürtlerin Türkleştirme çalışmalarından vazgeçilmediğine işaret eden Doğan, “Kemalist zihniyet iktidarını tahkim ettikten sonra; 1921 anayasasını lağvedip, 1924 Anayasası’yla Anadolu ve Kürdistan’da bulunan etnik ve inançsal farklılıkları yok etmek, tekçi inkârcı, herkesi Türk, Hanefi Müslüman yapmak için Şark Islahat Planını uygulamaya koymuş ve gerçekleştirmek için de her yolu mubah görmüştür. Türk Dil Teorisi, Turan fikriyatıyla tenkil, tedil, asimilasyon uygulamaları bütün kurumları ile topyekûn bir savaşa girmiş ve Koçgiri ile başlayıp Şeyh Sait, Ağrı, Zilan, Dersim soykırımıyla günümüze kadar devam etmektedir. Bu tekçi, inkârcı, asimilasyoncu zulüm AKP-MHP Türkçü İslamcı zihniyet ön çekiminin devamı olarak sürüp gitmektedir” şeklinde konuştu.
‘Kayıtsızlık onaylama anlamına gelir’
Doğan, şöyle devam etti: “85’inci yılında unutmadığımız unutmayacağımız soykırımının Meclis’te kabul edildiği bugün yaşanan soykırımı lanetlemek, kaybettiğimiz canların yüce hatırası önünde saygıyla eğilirken; coğrafyamız, dilimiz, inancımız, hafızamız, varlığımız her gün elimizden parça parça alınıyor ve zulüm devam ediliyorsa, Réya Haq Kürk Alevi olarak bu yok oluşa ve yok edilişe sözümüz olmalı. Harde Dewreş toprağı ocaklarımız, ziyaretgâhlarımız, dilimiz, kültürümüz, tarihsel hafızamız, varlığımız yok ediliyorsa buna karşı söz ve direncin sahibi olamıyorsak toplumsallığımız tarih karşısında mahçup ve günahkâr olarak anılacağız. Yine bu ülkede yaşayan kendisine aydın, demokrat, devrimci, sosyal demokrat kısacası ben insanım diyen her birey, siyasi grup veya partiler. İnancımız mazlum ve mağdurun yanında yer almayı Hakk bilir diye söz kuran Alevi kurum ve federasyonları. Bu soykırım hakikatini kabul ettirmeyi söze ve talebe dönüştürmeyip suskun ve kayıtsız kalıyorsa, yaşanan bu zülüm, soykırım karşısında suskunluk kayıtsızlık onaylama anlamına gelir. Réya Haq ve bütün Alevi süreklerinin İnancında insanlık hakikatinde bütün suskunlar dardadır.”
‘Arşivler açıklansın’
Dersim katliamıyla yüzleşme çağrısı yapan Doğan, şunları dile getirdi: “Seyitlerimizin mezar yerlerini açıklayın ve ailelerine teslim edin. 1937 soykırımını kabul edip yüzleşerek Dersim halkından özür dileyin. Başta Dersim ismi olmak üzere köy ve mezra isimlerini iade edin. Dersim’in kayıp kızları ve çocukların akıbetini açıklayın. 1937’de Elazığ İstiklal Mahkemelerinde mahkûm edilen canlarımızın akıbetini açıklayın. Genelkurmay, TBMM soykırım dönemi arşivlerini açın ve açıklayın. Son olarak; ocaklarımızdan, ziyaretgâhlarımızdan, suyumuzdan, coğrafyamızdan ellerinizi çekin! Hiçbir şeyi unutmadık, hiç bir şeyi affetmedik.”
‘Mezar yerleri açıklansın’
Ardından konuşan Dersim Barosu Başkanı Kenan Çetin ise, “Bugün hatırlama günüdür” diyerek Tunceli Kanunu’nda katliamın yapıldığı ana kadar yaşananları aktardı. Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim talebimiz şudur. Başta Dersim ismi mecliste geri verilmelidir. Köy, mezra isimleri geri verilmelidir. 4 Mayıs 1937’de ki tenkil harekatı başladı. Harekatın ismi hem ‘Terbiye etme’ hem ‘Uzaklaştırma’ idi. 15 Mayıs 1937’de Seyid Rıza ile birlikte oğlu, diğer aşiretler lideri idam cezası ile karşılaştılar. Seyid Rıza’nın yaşı küçültüldü oğlunun büyütüldü. 17 Mayıs 1937’de Mustafa Kemal’in Pertek ilçesine ziyaretidir aynı zamanda. Dünden kalan bri miras vardır. O yüzden Dersimliler idam edilenler ve yargılananların isimleri ve mezar yerleri bilinmiyor. Bunlar açıklanması gerekiyor. Diğer bir hussus ise şudur, iade -i muhakeme istiyoruz. İnsanların hafızası ile dalga geçilmesin.”
Resmi özür talebi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılındaki konuşmasını hatırlatan Çetin,”Dersimliler olarak resmi özür istiyoruz. Bugün çağrımız Tunceli Kanunu dediğimiz bir çok uygulama var. Dilimize, kültürümüze yönelik. Barajlar, madenler, yayla yasakları ile göç sürüyor. Seçilmişlerin cezaevinde olması var, kayyım var. Bunlara son verilmesini istiyoruz. Soykırımda yaşanan hafızamızı tazelediğimizde Halvori’de göreceğiz. Herkesin bu yerlere Seka Sur gibi sahip çıkması gerekiyor” dedi. Dersim Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu ise katledilenleri andı.
Kaynak: MA
Yorumlar kapalı.