1. Haberler
  2. SANAT.
  3. Can Yücel’i Unutmadık, Saygıyla Anıyoruz

Can Yücel’i Unutmadık, Saygıyla Anıyoruz

featured
service

Can Yücel’i anıyoruz…

12 Ağustos 1999 gecesi vefat eden
Türkiye ve Kuzey/Kürdistan şiirinin özgün isimlerinden Can Yücel’i salt şiiriyle değil kavgaya ve kavgamıza yakınlığıyla kurduğu bağla anıyoruz. Toplumsal kurtuluşa ve politik kurtuluşa yakınlıkla yazdığı şiirlerine eşlik ettiği gür sesini hâlâ belleklerimizde taşıyoruz. Onu unutmak kolay mı? Felsefeden, Tarihe, Mimariden, duygulara, geniş yelpazede çok özgün görüş açısı ile kaleme alınmış yazıları ve şiirleri ile devrimle özel bağ kurmuş kültür emekçisi, müşfik bir şairdi. Onu unutmamak gerekiyor. Elimizden geldiğince hatırlatmak için
EMEP kuruluş kongresinde müthiş bir alicenaplıkla sergilediği o müthiş ‘Komünistlik tüzükle değil bu ülkede büzükle olur’ tavrı hâlâ geçerliliğini koruyor.
Başkan Gonzalo haykırıyor dediği yerdeyiz,
Başkan Gonzalo için yazdığı şiirlerleyiz.
96 Ölüm orucu direnişinde yitirdiğimiz Aygünümüz ve Aygünlerimiz için yazdıklarıyla beraberiz.
Duyguları, işçilerin durumunu, Dünyadaki, Türkiye ve Kuzey Kürdistandaki güncel ve genel siyasal atmosfere dair yazdıklarını unutturmayacağız.

Guzmanın Kabahati nefes almasıdır

Kesin nefesini kesin
Teröre karşı kontra terör
Bir sincabı ceviz yiyor diye öldüremezsiniz.
Ne de Lipsos balığını yosun sindirdi diye.
Hiçbir yunus taklak attı diye suçlanamaz.
Ne de balinalar bir acaib fıskıyedir ummanlarda
Hiç kimseyi öldüremezsiniz siz,
O holding kıçınıza kalmamış.
Bir insanı öldürmek kendisi kendisi olduğu için
Kimse bir devrimciyi öldürememiştir
Mahkemeler, avukatlar, kafesler, nefesler
Kimse bir devrimciyi öldüremez
Öldüremezler
Sememder…
Şimdi zorla nefes aldığım bu noktada.
Nefes darlığından gelen ölüm
Guzman’ın idamına itiraz
Onun kesilen nefesi benim nefesimdir
Nefesi sade Latin Amerikada değil, bütün dünyada yürekler attıkça, kandamarları istedikçe, beyinler çalıştıkça…
Kesilmeyecektir.
Guzman yeni doğmuş bir çocuktur
Biraz ağlıyor elleri yumuşacık
Benim yeni doğmuş çocuğum
Bağırıyor artık bütün öfkesiyle yeni doğan
Değiştireceğim diye bu Dünyayı
Guzmanlar ölmezler
Yeniden idam edilirler

AYGÜN UĞURLAR İÇİN

Ne nimetleri var şu dünyanın
Ekmek peynir zeytin yemiş…..
Bir nimeti daha var dünyanın:
İnandıkları uğruna açlıktan ölmek.

SARDUNYAYA AĞIT

İkindiyin saat beşte

Başgardiyan Rıza başta

Karalar bastı koğuşa

İkindiyin saat beşte

Seyre durduk tantanayı

Tutuklayıp sardunyayı

Attılar dipkapalıya

İkindiyin saat beşte

Yataklık etmiş zaar

Suçu tevatür ve esrar

Elbet bir kızıllığı var

İkindiyin saat beşte

Dirlik düzenlik kurtulur,

Müdür koltuğa kurulur

Çiçek demire vurulur

İkindiyin saat beşte

Canların gözü yaşta,

Aklı idamlık yoldaşta,

Yeşil ölümle dalaşta

İkindiyin saat beşte

YAPRAKTI

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere,

Yaşadığından uzun;

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere.

Ağacın yüksekliğince,

Dalın yüksekliğince rüzgarda;

Ve bir yeni ö’mür

Vardığın çimen yeşilliğince.

MARE NOSTRUM

En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim,

O, onun en güzel yüz metresini koştu

En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…

En hızlısıydı hepimizin,

En önce göğüsledi ipi…

Acıyorsam sana anam avradım olsun,

Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

Epigram

“Marx’ın da pek sevdiği bir Latin sözünü anımsıyorum
Nihil humanum mihi alienum est
Bu sözün altına ben de imzamı basıyorum
İnsana ilişkin ne varsa kabulüm
Şu hümanistler hariç”

Seslerin sessizliği
IV

Devrimin kığıştığı, hayi- huyu içinde
En sakin atom çekirdeğidir parti
Susarak konuşur konuşarak susar
Moleküllerin en gıcırtılı halkasını yoklaya yoklaya

İşçi marşı

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı

Bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı

Bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark

Ve durdu muydu bir gün bu kör avara kasnak

Bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak

Sen de o dünyadansın sınıfın bir safa gel

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Köylükler uykusunda döndü dönüyor sola

Güne bakıyor bebek büyüyen yumruğuyla

Başaklar göverdi bak başkoydular bu yola

Şaltere uzanıyor tanrıya açılmış el

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Senlik benlik bitip de kuruldu muydu bizlik

Asgari ücret değil hür ve günlük güneşlik

Beklenen gün olacak aldığın son gündelik

Halk kalacak geride gidince bu zalım sel

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Tarihle yürüyenler tarihle adım adım

Safları sıklaştırın tarihle hızlanalım

Lakin hızlandık derken kolu dağıtma sakın

Başları bozuklar var şimdi bize tek engel

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Sen ki Ferhat’sın işçi günün senin gelecek

İndir yumruğun indir del şu karanlığı del

Del ki dağlar ardından önümüzde bir çiçek

Çiçek açsın aydınlık tekmil olunca tünel

Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel

Devrimci Demokrasi/Kültür-Sanat Komisyonu

Can Yücel’i Unutmadık, Saygıyla Anıyoruz
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Devrimci Demokrasi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin