Boğaziçi direnişine destek için Beyazıt’ta eylem yapan akademisyenlere polis tehditi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Üniversitesi akademisyenlerinin Beyazıt’ta yapacakları Boğaziçi direnişine destek eylemine polis engel oldu. Polis, üniversitenin ana kapısı önünde toplanan akademisyenlere Fatih Kaymakamlığı’nın yasaklama kararını gerekçe göstererek saldırı tehdidinde bulundu. Akademisyenler alanı terk etmek zorunda kaldı

https://www.facebook.com/plugins/video.php?height=314&href=https%3A%2F%2Fwww.facebook.com%2Fwww.sendika.org%2Fvideos%2F819943955261139%2F&show_text=false&width=560

Boğaziçi direnişine destek olmak için İstanbul Üniversitesi Beyazıt ana kapı önünde toplanarak açıklama yapmak isteyen akademisyenlere polis engel oldu.

Polis, İstanbul Üniversitesi akademisyenlerine Fatih Kaymakamlığı’nın eylem yasağı gerekçesiyle saldırı tehdidinde bulundu. Akademisyenler alanı terk etmek zorunda kaldı.

Memleketimiz adına üzülüyoruz!

Açıklama yapmaları engellenen öğretim üyeleri, açıklamalarını sosyal medya üzerinden yayımladı. “Memleketimiz adına üzülüyoruz” başlıklı açıklamanın tamamı şu şekilde:

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’dan öğretim üyeleri olarak Boğaziçi Üniversitesine kurum dışından, meşru ve liyakata uygun olmayan bir rektör atanmasına ve üniversite senatosunun görüşü alınmaksızın tepeden inme bir kararnameyle iki yeni fakülte kurulmasına karşı yapılan haklı itirazlara katılıyor, akademik özgürlük ve üniversite özerkliği için anayasal haklarını kullanan herkesi destekliyoruz. Kurumlarını korumak için Boğaziçi Üniversitesi öğrenci, öğretim üyeleri ve bileşenlerinin çok yüksek katılımla ve özenli şekilde gerçekleştirdikleri bu barışçıl protestoları örgütleme iddiasıyla belirli öğretim üyesi ve öğrenci topluluklarının hedef gösterilmesini son derece tehlikeli buluyor, bu tür kışkırtıcı girişimlerden hızla vazgeçilmesini talep ediyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’nde bir ayı aşkın süredir yaşananlar, Türkiye’de birçok üniversitenin son yıllarda maruz bırakıldığı antidemokratik uygulamalara yeni bir örnektir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyeleri olarak bizler, üniversitenin temel ilkelerine yönelik bu müdahalelere maalesef yabancı değiliz. 2015 yılında yapılan rektörlük seçiminde üniversitemizin iradesi yok sayılmış ve en yüksek oyu alan aday yerine daha düşük oy alan adayın ataması yapılmıştır Bunun ardından, 2018 yılında üniversitemiz, bütünlüğü, köklü tarihi ve kurumsal kimliği görmezden gelinerek ikiye bölünmüştür. Türkiye üniversitelerinin uluslararası sıralamalarda hızla gerilemesi üniversiteler üzerinde antidemokratik uygulamaların yoğunlaştığı bu döneme denk gelmektedir.

Üniversitelerin özerk ve demokratik süreçleri dışında verilen tüm tepeden inme kararlara itirazlarımızı o günlerde dile getirdiğimiz gibi bugün de tekrarlıyoruz. Üniversitelerin ana bileşeni öğrencileridir. Öğretim üyeleri olarak bizler, öğrencilerin demokratik ilkeler ve evrensel değerlere sahip çıkan, içinde yaşadı-ğı topluma fayda sağlayan özgür bireyler olmalarına çaba sarf ederiz. Üniversitelerinin akademik ve idari özerkliği için barışçıl protesto hakkını kullanan öğrencilerimizin orantısız polis şiddetine maruz bırakılması, hem bu çabamıza gölge düşürmekte, hem de gençlerin geleceğe ve memleketimize dair ümitlerini kırmaktadır. Talebimiz, bu süreçte anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınan, tutuklanan ve konut hapsi ile cezalandırılan öğrencilerin serbest bırakılmasıdır.

Unutulmamalıdır ki, küresel ölçekte yaşanan salgın sebebiyle geçirdiğimiz olağanüstü dönem, toplumların bilimsel araştırmaya ve gelişime muhtaç olduğunu bir kez daha ve belki de en güçlü şekilde kanıtlamıştır Bilimsel araştırma, ancak akademik özgürlüğün ve özerkliğin olduğu, her türlü baskıdan arındırılmış kurumlarda yapılabilir ve bilim, ancak bu ilkelere bağlı toplumlara hizmet edebilir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyeleri olarak üniversite olmamızı sağlayan değerlerimizi ne pahasına olursa olsun savunacağımızı, demokratik yollardan itiraz hakkını kullanmanın bir insanlık hakkı ve onuru olduğunu kamuoyuna saygıyla duyururuz

Gericilere serbest akademisyenlere yasak

Boğaziçi direnişine destek amacıyla çok sayıda üniversiteden açıklamalar gelirken, İslamcılar AKP’nin “dini değerlere saldırı” söylemini arkalarına alarak 1 Şubat’ta Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini hedef alan bir gösteri düzenlemişti.

İki üniversitelinin tutuklanmasının ardından üniversitelilerin çağrı yaptığı saat ve yere çağrı yapan Saadet Partisi gençlik örgütlenmesi Anadolu Gençlik Derneği, bugün akademisyenlere yasaklanan alanda şeriat sloganlarıyla üniversitelileri hedef almıştı.

Gericilerin toplanmasına sakınca görmeyen valilik, aynı gün üniversitelilerin toplanmasına pandemi gerekçesiyle izin vermemişti. Bugün de akademisyenlerin eylemini engelledi.

Kaynak: 1)sendika.org 2)Manşet fotograf; yolculukhaber.net

Yorumlar kapalı.