Aydın’da yaşam alanları rant nedeniyle yok ediliyor. Onlarca maden sahası ve 35 aktif JES’in bulunduğu Aydın’da, tarım arazilerine 6 yeni maden sahası açılacak.
Aydın’ın Bozdoğan ilçesi Alamut köyünde Zorlu Holding’e ait Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi tarafından jeotermal enerji santralı(JES) yapılmak isteniyor.
Aydın’da maden ve enerji şirketleri durmak bilmiyor. Türkiye’nin incir üretiminin yüzde 62’si, zeytinin yüzde 17,6’sının üretildiği kentin coğrafyası yeni talana açılıyor. Hali hazırda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, 270 ruhsat kapsamında 35 Jeotermal Enerji Santrali’nin (JES) aktif bulunduğu kentte, onlarca maden sahası faaliyette. Özellikle Latmos Dağlarında yoğunlaşan ve kentin her yerine yayılan madenler ise bölgeyi tüm tehdit ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, son 2 haftada 6 yeni projeye için süreç başlattı.
Bakanlığın izin verdiği projelerden birisi Bozdoğan Alamut Mahallesi’nde Zorlu Jeotermal Enerji isimli şirket tarafından yapılmak istenen “Nazilli Diracık JES Projesi” için ÇED süreci başlatıldı. JES sahası, alternatif olarak belirlenen JES sahası ve üretim/reenjeksiyon kuyu lokasyonlarının tamamı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli onaylı Çevre Düzeni Planı’nda “Sulama Alanı ve Tarım Arazisi” olarak işaretlenmiş alanlar içerisinde kalıyor. Didim ilçesi Akbük Mahallesi’nde de 23,90 hektarlık alana GZ Madencilik tarafından açılmak istenen mermer ocağı için bakanlık Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlattı. Orman alanı olan bölgede Didim Belediyesi ve Aydın İl Tarım Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü de madeni uygun bulmadığı görüş yazıları olmasına rağmen bakanlık süreci başlattı.
ÇED GEREKLİ DEĞİL KARARLARI
Köşk ilçesi Çarşı Mahallesi’nde de 25 bin 539 metrekarelik alanda 19,8 MWe gücünde Dora-5 JES dikilmesi için süreç başladı. Çevre Düzeni Planı’nda göre “Tarım Arazisi” olarak görünen alanın çevresinde ise zeytinlikler ve incir bahçeleri bulunuyor. Bakanlık ayrıca, Germencik’te tuğla üretim kili ocağı kapasite artışı, Çine’de zeytinyağı fabrikası, Buharkent’te Güneş Enerji Sistemi (GES) ve Germencik’te yat limanı projeleri için “ÇED gerekli değil” kararları verdi.
SÖKE ÖNE ÇIKTI
Ekolojist Mehmet Celal Gümüş, kentte yaşanan ekolojik talanın etkileri ve yeni projelerin vereceği zararlar üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kentin bir bütün olarak talan edildiğini fakat Söke’nin bu talan içinde en büyük payı aldığını belirten Gümüş, “İlçenin tam dibinde çimento fabrikası, organize sanayi bölgesi var. Aydın’ın her yerinde JES’ler yayılmış durumda. Organize sanayi içerisinde termik santralinde bulunduğu. Ege bölgesinde Uşak’tan başlayıp Denizli ve Aydın’a kadar gelen Menderes Nehri korkunç bir kirlilik taşıyor. İçinde canlı yaşamaz hale geldi. Oysa benim gençlik dönemimde bu suyu içtiğimizi hatırlıyorum. Şimdi ise zehir akıyor, balık bile yaşamaz hale geldi” dedi.
JES’LERİN KİRLİLİĞİ
Kentteki JES’lerden elde edilen elektrik enerjisinin tüketimin binde biri olduğunu vurgulayan Gümüş, bu santrallerin kentte verdiği zararın ise korkunç boyutta olduğunu kaydetti. İktidarın bu kuruluşların arkasında olduğunu hatırlatan Gümüş, “Bu sektör devleti arkasına aldı ve Türkiye’yi talan ediyor. 270 yerde JES ruhsatı verilmiş durumda. Bazılara halen faaliyete geçmedi ama zamanla faaliyete geçebilir. Bunların iki türlü zararı var. Birincisi doğaya gaz mı buhar mı ne saldıkları belli değil. Bu gazın içinde her türlü insan sağlığına zararlı madde var. Bir de burada Avrupa’da yapıldığı gibi tekniklerle işletilmiyor. Yerden gelen sıcak suyun tekrar yer altına gönderilmesi gerekiyor. Bu maliyetli olduğu için yapılmıyor. Bu su geçtiği yerlerde tarlalardan geçerek Menderes’e akıyor. Dolayısıyla kirlilik oluyor” diye belirtti.
MADEN TALANI
Ovalarda JES tehdidi bulunurken kentin dağlarında da çok büyük maden tahribatı olduğunu belirten Gümüş, şöyle devam etti: “Köylerden madenleri taşırken bile bıraktıkları toz köylüleri rahatsız ediyor. Her tarafı delik deşik ettiler. Özellikle Bafa Gölü’nun bulunduğu Latmos bölgesi böyle. Göl kirlilik taşıyor. Bundan 20 yıl önce falan gölün güzel balıkları oldu. Şimdi maalesef kirlilik ve bozulma devam ediyor ve göl ölmek üzere. Bunlara karşı dava açtığımızda da mahkemeler bizden yana davranmıyor. Şirketlerin yanında yer alıyorlar.”
“TARIMSAL VERİM DÜŞTÜ”
Bu talanın zeytin ve incir üretimini çok etkilediğini sözlerine ekleyen Gümüş, şunları dile getirdi: “Oysaki en kaliteli incir Aydın’da yetişiyor. Germencik havzasında yetişen bu incir varken oranın geçmiş dönem belediye başkanları JES’leri teşvik etti. Sonuçta yüzyıllardır gelen incir bahçeleri kalitelerini bozdu. Aynı kalite bozukluğu ve verimin düşmesi durumu zeytinde de var. Dolayısıyla Aydın’ın havasını, suyunu, toprağını bozdular. İktidar değişikliğinde daha çevreci yönetimler oluşursa, bunların önüne geçme şansımız olur.”
(MA)