Serdar Okan
Almanya’da kamu sektöründe, kamu sendikaları ve İşveren, toplu iş sözleşmesi pazarlık görüşmeleri sonuçsuz kaldı
Geçen perşembe gecesi, kamu sektöründeki toplu iş sözleşmesi tarafları, Potsdam’daki müzakerelerinin başarısız olduğunu ilan ettiler. Artık hakemlerin görevi devralması gerekiyor. Paskalya’dan sonra daha büyük grevler işçi sınıfının elini güçlendirecek bir pozisyonda duruyor.
İşverenler ve sendikalar üçüncü tur toplu iş sözleşmesi pazarlığını başarısız ilan etti.
İşverenler yüzde 8 daha fazla gelir teklif etti. Sendikalar “uzlaşmaz farklılıklar” görüyor oluşundan, Tahkim komisyonu bir anlaşma teklifi hazırlamalıdır diyorlar.
Teklif üzerindeki müzakereler 18 Nisan’dan itibaren devam edecek. Grevler ancak daha sonra tekrar mümkün olarak devreye girecek.
Federal ve yerel makamların kamu hizmeti için toplu pazarlıkları başarısız oldu – şimdi sıra bağımsız hakemlerde. Verdi’ye göre, bu Pazar gününden itibaren tahkim süresi için bir barış yükümlülüğü var. O zamana kadar en fazla daha küçük bölgesel uyarı grevleri planlanıyor.
Şimdi, hakemlerin hararetli ücret anlaşmazlığını çözüp çözemeyeceği ya da tahkimin başarısız olup olmayacağı ve Paskalya’dan birkaç hafta sonra yeni grevlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği merakla bekleniyor.
Üç gün süren çetin bir mücadelenin ardından Verdi ve memurlar derneği DBB, Perşembe gecesi Potsdam’daki müzakerelerin başarısız olduğunu ilan etti. Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) bunun üzerine işverenler için “Şimdi tahkimi toplayacağız” açıklamasını yaptı.
Tahkim, son tarihleri olan belirli bir prosedürü takip eder. Bir tahkim komisyonunun 2,5 milyon federal ve yerel çalışanın geliri için bir uzlaşma önerisi sunması için Nisan ortasına kadar süresi var. Tahkim komisyonunun başkanlarını işverenler adına Saksonya eski Başbakanı Georg Milbradt (CDU), sendikalar adına eski Bremen Eyalet Meclis Üyesi Hans-Henning Lühr (SPD) oluşturuyor ve belirleyici oyu Lühr alıyor.
Ocak ayında başlayan üç tur müzakerede, sendikalar ve işverenler arasında yeterli düzeyde bir yakınlaşma sağlanamamıştır. Verdi patronu Frank Werneke, “Sonunda, farklılıkların ortadan kaldırılamayacağını anlamamız gerekiyor” dedi. Memurlar derneği DBB başkanı Ulrich Silberbach, Almanya’daki yüksek enflasyon oranlarına ve yüksek enerji fiyatlarına değindi. İşçilerin sendikalara “yalnızca enflasyon tazminatı değil, reel ücret artışı almaları” talimatı verildi. Werneke ve Silberbach, sendika organlarının oybirliğiyle başarısızlık yönünde oy kullandığını açıkladı.
İşverenler yüzde 8 daha fazla gelir teklif etti. Bakan Faeser ve belediyelerin baş müzakerecisi Gelsenkirchen belediye başkanı Karin Welge (ikisi de SPD’li) hayal kırıklığına uğradıklarını belirttiler. Faeser, “Sendikaların müzakereleri kesmesine çok üzüldüm” dedi. “Başka bir şey isterdik ve bence özellikle bu kriz zamanlarında müzakere masasında kalmak iyi olurdu.” İşverenler, sendikalara “kamu bütçelerinden sorumlu olma sınırına kadar” yaklaştı.
Faeser’e göre, işverenler yüzde 8 daha fazla gelir ve minimum 300 avro – artı Mayıs ayında 1.750 avroluk bir ödemeyle 3.000 avroluk vergiden muaf bir kereye mahsus ödeme teklif ettiler. Verdi ve dbb yüzde 10,5 daha fazla gelir, ancak ayda en az 500 avro daha fazla talep etmişti. Öncelikle daha düşük gelirli olanlara fayda sağlayacak olan asgari miktar, onun için çok önemliydi.
18 Nisan’dan sonra müzakereler tekrarlanmalı. Tahkim açıldıktan sonra işler nasıl devam edecek? Sendikaların hazırladığı bir listeye göre, toplu sözleşme tarafları arasındaki müzakerelerin en geç 18 Nisan’a kadar yeniden başlaması gerekiyor. Toplu pazarlık anlaşmazlığı daha sonra nihayet çözülebilir – ancak bunu düzenli grevler de takip edebilir. Tahkimin başarısız olmasının ardından 1990’ların başında kamu sektöründe zaten grevler vardı.
Eğitimciler, otobüs şoförleri, havuz çalışanları, itfaiyeciler, hemşireler, idari çalışanlar, geriatri hemşireleri, kanalizasyon arıtma tesisi çalışanları, ormancılar ve doktorlar dahil olmak üzere birçok meslek mensubu kamu sektöründeki toplu pazarlıktan etkilenmektedir. Belediye işverenlerinin 2,4 milyondan fazla çalışanının ve federal hükümetin 134.000 çalışanının geliriyle ilgilidir bu görüşmeler. Sendikaların iradesine göre sonuç memurlara intikal ettirilmelidir her noktada.
Geçen Pazartesi, demiryolu ve ulaştırma sendikası EVG’nin uyarı grevlerine paralel olarak Verdi, kamu sektöründe kendi grevlerini yapma çağrısında bulundu. Tüm idarelerdeki çalışanlar, şantiyeler, mezarlıklar, kreşler ve kütüphaneler etkilendi. Berlin ve Brandenburg’da kamu sektöründeki birçok çocuk yuvası bu nedenle kapalı kaldı. Yalnızca Bağımsız kreşler etkilenmedi.
Grev nedeniyle okula gidemeyen Brandenburg öğrencilerinin evde kalmalarına izin verildi. Ancak, bunun önceden okullara kaydedilmesi gerekiyordu. Berlin’de ise öğrenciler okula gelmek zorunda kaldı. Eğitim yönetimi, BVG metro, otobüs ve tramvaylarının her zamanki gibi çalıştığına dikkat çekti.
Sonuçta şu gerçeklik gün gibi ortada… Emperyalizmin kaleleri devletlerinde bile kitleler hak alma mücadele mevzilerine geçmiş durumda. Fransa’da emeklilik yaş düzenlemesi ve hak ihlallerine karşı yine milyonlar grevde ve sokakta hükümeti protesto etmekte. AB ülkelerinin her birinde işçi ve emekçiler sendikalar veya sivil inisiyatifler önderliğnde hoşnutsuzluklarını yüksek sesle haykırıyorlar.
Emperyalistler arası rekabet ve sömürü azami kâr hırsı, emekçi yığınların öfkelerini bir aradalığa zorluyor. Ciddi devrimci önderliklere ihtiyaç ve gebe bir sürecin eşiğinde yığınlar.
Sömürü, savaşlar ve hak gasplarına dur diye haykırarak örgütlenen devrimci hareketler süreci belirleyecek. Diğer reformist hareketler ise burjuvazinin etrafında belli bir muhalif duruşlarıyla sömürü sisteminin dişlisi olacaklar.
Mücadele – birlik – daha güçlü mücadele için tüm işçi ve emekçiler sokaklara… Grevlere…
(05.04.2023)