Cumartesi Anneleri Süleyman Cihan için Galatasaray Meydanı’ndaydı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumartesi Anneleri 1010. hafta eyleminde Proletarya Partisinin katledilen 2. Genel Sekreteri Süleyman Cihan için bir araya geldi.

Gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması için Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi sürüyor. Kayıp yakınları gözaltında kaybedilenlerle buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanı’nda 1010. kez bir araya geldi. Bu hafta Süleyman Cihan için adalet isteyen kayıp yakınları, 1010 haftadır devletin keyfiyetine kalmış bir lütuf ya da ayrıcalık değil, hakları olanı istediklerini vurguladı.

Polis bariyerinin önünde, ellerinde kaybedilenlerin fotoğrafı ve karanfil taşıyan kayıp yakınları adına bu hafta basın metnini Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu. Süleyman Cihan’ı unutmadıklarını vurgulayan Eren, “Kaç yıl geçerse geçsin; Süleyman Cihan için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

NE OLMUŞTU?

Süleyman Cihan hakkında Proletarya Partisi Genel Sekreterlik görevini sürdürürken 12 Eylül AFC’sinin ardından arama kararı çıkartıldı. Süleyman Cihan’ın, Edirne’den İstanbul’a gelmek üzere 29 Temmuz 1981’de bindiği yolcu otobüsü, İstanbul’a yaklaştığı sırada polisler tarafından durduruldu. Gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul 2. Şube’nin bulunduğu Sansaryan Han’a götürüldü. Cihan, ertesi gün Gayrettepe Siyasi Şube’ye nakledildi.

Polise ve savcılığa başvuran aileye oğullarının gözaltına alınmadığı söylendi. Ama yoldaşları, aile ve avukatları ısrarlı arayışını sürdürdü. Cihan’ı şubede işkencede gören tanıklar, çıkarıldıkları mahkemelerde, mahkeme heyetine ısrarla “Süleyman Cihan’a ne oldu?” sorusunu yöneltmeye devam etti.

Ailenin, yoldaşlarının, avukatların ve tanıkların 85 günlük ısrarı sonucunda gerçek açığa çıktı: 29 Temmuz 1981’de gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul Emniyeti Siyasi Şube’de günlerce işkence gördükten sonra katledilmiş, ölü bedeni yüksekten atılarak intihar süsü verilmiş ve kaybedilmek maksadıyla, Zindanarkası Mezarlığı’nın kimsesizler bölümünde, “kimliği meçhul kişi” olarak gömülmüştü. Devlet yoldaşlarının ve ailesinin mücadelesi sonucu 15 Eylül 1981’de Cihan’ın cenazesini teslim etmek zorunda kaldı.

Dosyanın canlandırılması için çaba gösteren yoldaşları, aile ve avukatlar 2012’de Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Süleyman Cihan’ın işkencede katledilmesiyle ilgili ek deliller sunarak isimlerini verdikleri fail ve sorumlular hakkında şüpheli sıfatıyla kamu davası açılmasını talep  etti. Ek deliller arasında, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın dosyadaki otopsi bulguları ve tıbbi verilerden hareketle hazırladığı rapor yer aldı. Bu raporla Cihan’ın ağır işkenceye maruz bırakıldığı ve apartmanın altıncı katından atılmadan önce katledildiği kayıt altına alındı. Sürüncemede bırakılan dosya, bizzat savcılığın Cihan’ın işkence ile katledildiğini kabul etmesine rağmen, zamanaşımı devreye sokularak kapatıldı. Bilinen fail ve sorumlular bir kez daha korundu.

(YENİ DEMOKRASİ)