MKP: 24 Nisan Ermeni Soykırımının Yaralarını Kurtuluşun Akkoruyla Saracağız

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Maoist Komünist Partisi’nin elimize postayla ulaşan 1915 Ermeni soykırımına dair yaptığı açıklamayı devrimci basın sorumluluğu gereği okucularımızla paylaşıyoruz.

Devrimci Demokrasi

********
“Türk, Kürt, Ermeni, Arap ve diğer çeşitli milliyetlerden Türkiye ve Kuzey Kürdistan Proletaryası ve emekçi halklarına!

Osmanlı İmparatorluğu’nun 24 Nisan Ermeni Ulusuna yönelik soykırımının  106. Yılında  bu tarihsel toplumsal gerçeğin altını Soykırım olarak çizerken Katliamı gerçekleştiren  Türk Bürokrat  Komprador Burjuvazisinin ve Toprak Ağalarının; Suç ortakları Türk milli burjuvazisi ve Kürt işbirlikçi gerici sınıfların bu tarihsel suçunu nefretle kınıyoruz.

Her ne kadar 24 Nisan 1915 tarihi resmii soykırımın başlangıç tarihi olarak genel kabul görsede, tarihin ışığında 1890 lardan 1915’e uzanan dönem ve aşamalı olarak geliştirilen bir kanlı süreçtir bu. Esası Osmanlı imparatorluğunun egemenlik sistemi içinde kendine yer bulan İttihat ve Terakki Partisi’nde temsilini bulan Bürokrat Kompardor Burjuvazi, diğer gerici ve isbirlikçi sınıf  ve kesimleride yedekleyerek, Ermenilerin yoğun yaşadıkları coğrafi tüm konumları kapsayan bir ‘demografik temizlik projesi‘ olarak Tehcir Genelgeleri ile esasen İttihat ve Terakki Fırkasının 2. kongresinde aldıkları kararların devlet eliyle sistematik uygulaması olarak geliştirilmiştir.

Osmanlının 1. Emperyalist paylaşım savaşında müttefiki ve suç ortağı Alman Emperyalistleri de bu soykırımın planlanmasında ve yürütülmesinde asli rol oynamışlardır. Emperyalist sistemin içindeki tüm devletler esasen bu soykırım karşısında büyük bir sessizliğe gömülerek zımni suç ortaklıkları ile Mazlum Ermeni ulusuna ve emekçi halkına karşı ikiyüzlülük içinde hareket etmeyi temel almışlardır. Osmanlı Topraklarının bir kısmının işgal edildiği ve iç anadoluya sıkışmış bir Kemalist hareketin ulusal bağımsızlık adına geliştirdiği harekette, esaen ittihat ve Terakki’nin çizgisine sadık kalmış dahası Rum ve Kürt uluslarınıda bu zincirin bir halkası haline getirmeye dönük hareket etmişlerdir.

Osmanlıdan  modern TC ye evrilen tarihsel koşullarda egemenlik klikler arası el değiştirirken soykırım ve katliam politikaları ile Anadoluyu Türkleştirme ve Ezilen uluslardan arındırma hedefi baki kalmıştır. Egemen sınıflar cephesinde bu tarihsel haksızlıklara dur diyecek bir demokratik hareket gelişme fırsatı bulamadan hem Yeşil Ordu Cemiyeti etrafında ki küçükburjuva hareket hemde TKP somutunda ki Komünist hareket doğru bir kavrayış ve tavır içinde olamamış en nihayetinde aynı siyasal toplumsal gerçeklik içinde kendileri de fiziken katliama uğrayarak bertaraf edilmişlerdir.

Mustafa Suphi ve 15’ler sonrası TKP, basiretsiz ve reformist/şoven çizgileri ile ne sınıf perspektifi ile işçi sınıfı ve emekçilere nede Ezilen ulus ve milliyetlere yönelik bir kurtuluş projesine ve pratiğine sahip olamamışlardır. Kemalist Komprador Bürokrat sınıfa yamanarak ileri demokrasicilik hevesleri zindan duvarlarına çarpsada bu durumdan ders çıkarıp özeleştirel yaklaşma tavrı gösteremeyerek esas olarak politik bir kadavra olagelmişlerdir.

71 devrimci hareketi ile kısmen kırılan reformist revizyonist döngü ideolojik politik açıdan ancak İbrahim Kaypakkaya’nın Kemalizme ve Milli meseleye dair görüşleri ile Egemen ideoloji ve sınıfla göbek bağları kesilmiş tarihte ilk defa Komünistlere yakışır berraklıktaki perspektif ve önermelerle  bir Komünist önder ve Onun kuruculuğunda TKP(ML) adlı Komünist Partisi göndere umudun bayrağını çekmiştir.

Daha sonraki süreçte 24 Nisan 1972 TKP(ML) nin kuruluş tarihi olarak isabetlice kabul edilerek Dünyaya ve aynı zamanda mazlum Ermeni ulusuna bir mesaj taşınmıştır. Artık bu topraklarda sırtlarını güvenle verecekleri bir tutunacak dal ortaya çıkmıştı. Ve Ermeni ulusundan emekçiler ve gençler mesajı almış bir çok evladını Proletarya Partimizin saflarına önder kadro, kadro üye ve savaşçı olarak azımsanmayacak oranda göndermiştir.

Düne ve geleceğe dair berrak bir yaklaşımla ulusal sorun ve haklar noktasında  en ileri proğrama sahip olan Proletarya Partisi, yakın zamanda gerçekleştirdiği 3. Kongresi ile Önderimiz İbrahim Kaypakkaya’nın metodolijisini gelişen toplumsal şartlara uygulayarak hem ulusal sorunda hem proğram düzeyinde duruşunu pekiştirmiş yeni bir güvenin zeminini atmıştır.

Ermeni ulusu gibi soykırıma uğrayan ve bunun günümüze kadar travmaları ile boğuşan tüm ulus ve azınlık milliyetlere gelecekte kaygısızca yaşamın umudu olan bir asgari azami proğram ve siyasal genel hatla geleceğin inşaasında saflarına çağrı yaparak kurtuluşlarının öznesi olmaya davet ediyor.

Selam olsun 15 Haziran 1915’de İstanbul’da asılan Ermeni sosyalisti ’Paramaz’ Sarksiyan ile 19 yoldaşına, Misak Manukyan’dan  Armenak (Orhan) Bakır’a; Manuel Demir’den Nubar Ozanyan yoldaşlara…

1915 Ermeni Ulusuna yönelik soykırım da yaşamlarını yitiren tüm mazlumların anısına saygıyla!

Kahrolsun Osmanlı ve TC’nin Ermeni, Rum, Asuri/Süryani/Ezidi soykırım ve Sistematik Kürt Katliamları

Kahrolsun Faşizm ve Sömürgecilik

Yaşasın ulusların ve azınlık milliyetlerin tam hak eşitliği

Yaşasın Halk Savaşı!

Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

Yaşasın Marksizm, Leninizm, Maoizm!

MKP MK-SB”

Yorumlar kapalı.