Kapsamlı bir birlik için hiçbir şekilde duygulara seslenip, nostaljiye saplanmamalı ve gericiliğin (siyaset yapma tarzında) ruhunu hiçbir şekilde çağırmamalıyız. Bilimsel yöntemle bizlerin ve dostlarımızın yanlışlarını saptayacak yetkinlikteyiz, kapsamlı bir birliğin asla ve asla önünde engel değiliz. Düzeyi düşüren tartışmaların, gerilemenin, geri yöne sapacak şekilde kitlelerin duygularına seslenip, duygusal körlüğe ise sebep olmayacak kadar uyanık olmalıyız. Evlatlarımız var her biri gelecek için kaygılı, onlarla beraber geleceği kazanacak komünistler olarak bizden daha iyisini yapabilecek, bizden daha iyi ileriyi hedefleyecek ve bu somutta politika yapabilecekler varsa hırs yapmadan önlerinde engel dahi olmayız tersine önlerini açarız.
Gericilik hortlamış, geriye düşülmüştür, sosyalist devrim toplumun bütün ezilenleri için zorunludur, çünkü zorunluluk o özgürlük arayışının somutlaştığı yere doğru yani sosyalist devrime ve devrim için çabalamaya kitleleri itmektedir. Düzen, kitleleri radikal fikirlere ve arayışlara itmektedir. Bütün bu süreci doğru okuyanlar, şu anda toplumun bağrında nüvelenen yeni tipte devrimciliğe köstek değil yol açıcı olacaktır. Tarih tarafından mahkum edilmek istemeyenler bütün bu süreci doğru okumak zorundadır. Mao Zedung’un tarifini yaptığı “Bugüne kadar köklü ve geleneksel, yaşlı felsefe okulları, genç felsefe okulları tarafından yıkıldı” derken Kaypakkaya Mao Zedung’u doğruluyor, hücrelerde, işkencelerde direnmiş pratik ve teori ilişkisinde oportünist Hikmet Kıvılcımlı ve Mihri Belli okullarını yıkıyordu. Bu gidiş okulumuzun notunu verecek genç kuşaklar tarafından yıkılıp, aşılmaya doğru sürükleyecek bizleri. Bunun için bürokratizm ve demokratizm en büyük düşmanımızdır günde.
Kapsamlı bir birlik için yapılması gereken, sınıfsal perspektifi doğruca hedefe doğru genişletmektir. Bunun için yapılması gereken; kişiler arası yaşanılanlardan sıyrılıp, hedefleri, plan ve programı, sınıfsal anlamda yönelimi doğru saptamak gerekir.
Bunun için; kör dövüşü, kısır saptamaları ve belirlemeleri, kendinde kendiliğindenci geri yönelimleri atıp, somuttan soyuta, soyuttan somuta somut koşulların somut tahlili gerekir. Kaypakkaya geleneği, önder yoldaşın kurucusu olduğu Komünist partisi için hücrede uyarısını dağılmaya karşı saptamasını yaptığı “safları dağıtmayın, safları sıkı dizin” talimatına karşılık çiviyi çiviyle sökeceğiz demişse de aradan geçen bunca yıl sonra civiyi çiviyle sökmek ne yazık ki hemen hemen unutulmuş, popülist yönelimlere sapılmıştır. Talimatı geriye kalanlar doğru okuyamamış maalesef bu talimattan geriye düşmüştür. Yığınla beceri ve başarı birbirinden haz etmeyen kadroların bahaneciliğiyle hakkının verileceği alana maalesef sürüklenememiştir.
Doğrudur mücadelede gerileme, müthiş bir yenilgi yılları altında bilinçlerin bulanıklaşıp sağcılaşması, durum idarecilik, konum korumacılık, hırs üzerinden şekillenen ben hak ettiğimi alamadım düşüncesi etkindir ancak bugün için ayakları sağlam yere basan bir komünist Partisini yaratmak bütün partili güçlerin bilgi ve becerisine, sunacağı katkıya göre şekillenecektir. Proletarya partisi yeniden inşa sürecinin gerekliliğini saptarken bu durumu asla kendisinden ve kendi konumundan bağımsız yorumlamadı ve bağımsız yorumlayamaz. Raporlama ve çalışma alanlarında darlık Kaypakkaya geleneğinin bütün partili güçlerinde gözlenen en önemli husustur. Bunun giderilmesi çalışma alanlarını genişletmiş, raporlama sistemini oturtmuş bir komünist partisi ile giderilir.
Partili güçler, Kaypakkaya geleneğine de uyarlanabilecek Leninin bolşevik parti için yorumunu yaptığı “Biz merkezi çalışma düzeyini, halkın dostları, toprak ve özgürlük gruplarından ( Narodlar) öğrendik” derken güçlü ve merkezi sağlam bir partinin komuta ettiği sağ ve sol eğilimlerin merkezi bir komünist partisine ihtiyacı olduğunu, şekillenişi altında hizaya getirilebileceğini göstermekte dahası bizlere öğretmektedir. Dışımızda kalan diğer sosyalist geleneklerin dağılması, takvim yaprağına dönüşmesi bizleri de düşündürmelidir. Biatçı, şefçi, kafa kolcu, dedikoducu, cehaletinden iyi niyetle dahi olsa kötü şeylere yol açacak tarza mesafe alınmalıdır. En önemlisi çeşme başını tutanların devrimcilik iddiası olanları bu iddiadan geriye düşüremeyeceği bir örgütsel pozisyon yaratılmalıdır. Geleneğimiz ilkel demokrasiye saplanmıştır, kadrolar hakkında dedikodu, komplo teorilerine sığınma, her türlü geri ilişkileri hortlatma yazılıdır. Söz gelimi bir devrimci hareket bir başka devrimci hareketi veya devrimcilik iddiası olan hareket ve kişileri küçümseme, hor görme durumuna düşmemeli, düşmüşse devrimciliğini sorgulamalı, çağın altın kalbini çağırıp dururken, çağın altın kalbini hançerlediğini gayet iyi bilmeli.
Kapsamlı bir birlik için; yapılacak en önemli şey; yaşayan kuşakların paçasından onları geriye doğru çeken ölü kuşakların bizlere miras bıraktığı sorunlarla yüzleşmeli ve bıraktıkları deneyimleri içselleştirmeliyiz. Önce ölümsüzlerimize özeleştiri vereceğiz ki daha fazla bizleri geriye çekecek duygusallığa saplanmayalım. Geçmiş asla Geçmiş değildir. Gelecek geçmiş içinde tohumlanır günde filiz verir. Sonra oluşur. Düzeyimiz dedikoduya, malumatfuruşculuğa mahal vermemelidir. Sonra tutsak yoldaşlarımıza en büyük özeleştiriyi vermeliyiz. Çünkü bu cephede oldukça geriledik. Kapsamlı bir birlik için; koşulsuz şartsız masaya oturulur, hedef ve yönelimler saptanır, bir komünist partisinin hangi hedef kitleye nasıl sesleneceğinden, çalışmaları nasıl ele alacağına, kadro profiline ve pek çok şeye kadar araştırma sonucu tartışma yürütülür. Tabi bu tartışmada öğretmenimiz Mao Zedung’un tarifini yaptığı ” Araştırma yapmayanın söz söyleme hakkı yoktur” tarifiyle oturulur.
Geçmişte şunlar oldu bunlar oldu meselenin ikinci kısmıdır. ML İlkeler, hedefler, yönelimler, yaratılmak istenilen kadro profili, gençlik, kadın çalışması, seçimlere bakış, sorunları ele alma tarzına vb bir çok konu birincil meseledir. Ve koşulsuz şartsız bu sürece oturmak, yön vermek en önemlisidir.
Yola çıktığımızda geniş kitlelerle etkileşimde olan, devrimci mücadelede dinamik bir parti iken bugün örgütlenme bağlamında bile en değme reformistlerin gerisine düşmüş olmak bile işlerin doğru yürümediğini gösteriyor. Partili güçlerin hepsi bunu bildiği hâlde ne hikmetse dile getirmeye yanaşmıyor. Kımıldanmak, dirilmek, ölü toprağını üzerimizden atmak için bahaneciliği yenmek ve somut durumu doğru saptamak zorundayız. Evet bunun için gerekirse sevilmeyen sevilmek ve hatta geri olan ilerletilmek zorundadır.
Cemil Karaağaç
Yorumlar kapalı.